Fazlaca kullandığımız bir söz "kendimizi ve bir birimizi kandırmayalım" sözü...Oturup uzun uzun düşünürsek görür ve anlarız kendimizi kandırdığımızı, ve de başka insanları  kimi söz ve davranışlarımızla...

Zira içinde bulunduğumuz vakitler insanların, başka insanlara  en çok yalan söylediği zamanlar düşünürsek...Hangi partiye hangi guruba ve cemaate  gidip kendilerini dinlesen, kendilerinin insanı ve ülkeyi kurtaracaklarını söyleyeceklerdir...Yalnız kendi yolları kendi sözleri onların söyledikleri 

İçlerinden birini tercih etme, ve taraf olma  diye bir lüksümüz yok, eğer Aziz İslam adına bir değerlendirme de bulunacaksak...Ukalalık olarak algılanmasın ne olur, yazıp söylediklerimizi anlatmaya çalıştıklarımızı İslam adına insanlık adına güzel günler adına yapmaya çalışıyoruz  kendimizce, bu böyle anlaşıla...

Her daim dediğimiz gibi yazdıklarımızın söylediklerimizin "mutlak doğru" olduğu  iddiasında değiliz, zira her insan gibi bizimde yanlışlarımız olabilir, bildiklerimizde eksiler olabilir, o yanlışlar bize aittir bu böyle biline...

Demeye çalışırsak "şimdiki zamanlarda" efendilerimiz önderlerimiz şeyhlerimiz parti başkanlarımız, ağabey denilen insanlar  hatta hocalarımız din adına söz edenler in hemen hemen çoğu  "kendi özel hayatları yaşam şekilleri" kendilerine tabi olmasını inanmasını istedikleri insanlardan çok daha farklı,  çok gösterişli  şatafatlı  ve tantanalı ne yazık...

Tamam burada susalım ve onları eleştirmeyelim... Zaten öyle bir şey yapmaya kalksak, binlerce bahane ile onları savunacak yüzlerce tabileri müritleri seçmenleri çıkacaktır, ve her biri bizi suçlamak için ellerinden geleni yapacaklardır...Ne yapalım şimdilerde böyle bu ülke insanı...Sonra cemaatlerimiz öyle tarikat mensuplarımız partilerimize oy veren kardeşlerimiz de...

Yazının başlığına gelir söylersek...İslam ümmetinin  Peygamberi önderi Hazreti Muhammed yani Allah'ın Aziz elçisi hayatının hiç bir döneminde  hiç bir anında ve saniyesine kendine bir ayrıcalık talep etmemiştir...Ki Hazreti Allah'ın  bir teklifi karşısında "bana sana kul olmak" yeter Allah'ım demiştir...

Mesela dememiştir sahabeye "ben sizin Peygamberiniz ve Allah'ın elçisiyim" sizden farklı giyinebilir, farklı  yiyebilir, farklı giyinebilir sizin oturduğunuz evlerden daha lüks evlerde oturabilirim dememiştir...Ve hiç bir zaman böyle bir arzusu da olmamıştır...

Hani anlatılır ya, uzaklardan Medine ye gelen bir bedevi Peygamberi görmek için Mescide gider, ve herkes bir birine bezemektedir neredeyse...Sahabeye döner der ki "sizin efendiniz kimdir?" sahabe kendilerine su dağıtan Hazreti Muhammedi gösterirler ve derler ki, bizim efendimiz işte şu su dağıtandır...Zira o anda Peygamber sahabesine su dağıtmaktadır...

Kimimize masal gibi gelen bu olay gerçektir, ve çoğu zaman cami kürsülerinde minberlerinde sonra konferanslarda anlatılmaktadır...Buna rağmen "kafasında soru işareti olan olursa" caminin imamına kentin müftüsüne sorabilirler...

Ne mi demek istiyoruz?

Bize bizden talebi olan, bizden hizmet ve yardım talep eden bağış bekleyen para pul isteyen önderler efendiler şeyhler parti başkanları değil, halk gibi  yaşayan halk gibi yiyen ve giyinen  dünyalık her hangi talebi olamayan önder ve liderler şeyhler ağabeyler gerek...

Yani kendine su takdim edilmesinden çok, su takdim eden...Bu kadar anlatıp diyebildik,  ötesini de siz anlayın, ne yapayım kalemim bu kadarını yazabiliyor...

Hoşça kalın...İyilik içinde kardeşçe kalın...