Kurucu veli, öğretmenler ve veliler eşliğinde yapılan sunuma ilgi son derece yoğundu. Waldorf Eğitim Vakfı Başkanı Orhan DEMİRTAŞ, Türkiye'nin ilk Waldorf Okulu olan Waldorf Eğitim Vakfı Alanya Özel Yaşam Okulu’nun, tüm kriterlerini yerine getirerek Uluslararası Waldorf Birliği tarafından resmi olarak kabul edildiği ve artık dünya listelerinde yer aldığı müjdesini vererek sunuma başladı.

“ÖNCE ÖĞRETMEN VE VELİ”

Waldorf Pedagojisi’nin önemi ve Waldorf Alanya Özel Yaşam Okulları eğitim vizyonu ile ilgili bilgi veren Demirtaş, konuşmasında şunları söyledi:

“Türkiye, Milli eğitim reformlarında tüm dünya ülkeleri gibi, Finlandiya eğitim sisteminin başarısını hedeflemiş durumda. Bu reformla, bizim hali hazırda okulumuzda uyguladığımız eğitim yaklaşımının hayata geçirilmesi isteniyor. Ancak Türkiye'de bu değişimin başarılı olabilmesi için öncelikle velilerin eğitim sistemine bakış açısının değiştirilmesi ve öğretmenlere gereken pedagojik eğitim formasyonlarını sağlamak ile mümkün olacaktır. Müfredatın, sadece kâğıt üzerinde kalmaması için söz konusu bu eğitimlerin velilere ve öğretmenlere de kazandırılması temel prensiplerimizden biridir. Yıl içerisinde velilerimize, bu konuda destek veren seminerler düzenlenir ve öğretmenlerimize de dönemsel kurlar halinde Waldorf eğitimleri verilmektedir.”

“WALDORF BİR TÜRK OKULUDUR” 

“Finlandiya eğitim sisteminin alt yapısını oluşturan Waldorf pedagojisinin Waldorf eğitimi almış öğretmenlerin, çocuklara bir rehber anlayışı ile yaklaşmakta olduğu bir rol-model sistemidir’’ ifadelerini kullanan Demirtaş, Alanya Özel Yaşam Okulları’nın, Milli eğitim sistemimizin dışında kalan bir Alman okulu olmadığını, Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı olduğunu ve okullarında MEB müfredatının uygulanmakta olduğunu vurguladı.

Demirtaş, şöyle devam etti:

‘’Alanya Özel Yaşam Okulları derslerinde, MEB Müfredatını takip ederek, Türk kültürünü, tüm gelenek ve görenekleri ile birlikte, Waldorf eğitim teknikleri ile birleştirerek hareket eder. Çocuklara olan yaklaşım farkı ile sağlanan ayrıcalıklı öğretim ortamında, müfredat bir amaç olarak değil, bir araç olarak kullanılmaktadır. Bu ayrıcalıklı öğretim ortamı netice itibari ile çocuğun severek öğrenmesini sağlamaktadır. Çocuklarda "anlayabiliyorum" duygusunu uyandırmakta ve öğrenme isteğini artırmaktadır. Ancak ezberden uzak, nitelikli bir eğitim için öğretmenlere ve farklı öğrenme süreçleri olan çocuklara da zaman tanınmalı, bilgiler hazır kalıplar halinde aktarılmamalı ve çocukların sorgulama mekanizmaları teşvik edilerek, bilgileri kendi kendilerine keşfetmeleri sağlanmalıdır. Ancak bu durumda, öğrenmenin kalıcı hale getirilmesi mümkün olmaktadır. Bu amaç ile bütün öğretmenlerimiz derslerde bir rehber yaklaşımı ile öğrencileri yönlendirir.’’ 

“ÇOCUKLARIMIZIN 20-30 YILINI PLANLIYORUZ”

Demirtaş, hızla ilerleyen ve gelişen teknoloji dünyasına ayak uydurmanın ve sadece entelektüel bilgiye dayalı tek yönlü eğitimin artık yeterli olamayacağını vurgulayarak, çocukların kendi yeteneklerini keşfedebileceği çok yönlü ve ayrıcalıklı bir eğitim-öğretim ortamının sunulması konusunda duyulan gerekliliği şu sözler ile anlattı: 

“Bir okulun temel amacı, kendisini fark etmiş, özgüveni yüksek, üretken, çevresine saygılı ve duyarlı bireyler yetiştirmektir. Bu konuda Waldorf Okulları, farklı yaş gruplarındaki çocukların yeteneklerini, kendi doğal süreçleri içerisinde keşfetmesine ve öğrenmenin öğrenilebilmesine ortam yaratır. Waldorf okulları sadece kısa vadeli sınav başarısı hedefleri ile hareket eden bir okul olmamakla birlikte, çocukların minimum 20 ila 30 yıllık gelecek planlamalarını da içeren bir eğitim sistemine sahiptir’’

WALDORF LİSESİ YOLDA

Sunumun devamında, okul öğretmenleri de müfredatla ilgili bilgiler verdiler. Öğretmenler, derslerde çekilmiş video filmler ile okul hayatını görsel imgelerle zenginleştirerek velilere sundu. Anaokulu, ilkokul ve ortaokul kademelerinin sağlam adımlarla Waldorf Eğitimine devam ettiğini, lise altyapısının ise şimdiden tamamlandığını bildirdiler. Liseye geçiş veya üniversiteye giriş sınavlarının Waldorf öğrencileri tarafından başarı ile tamamlanması için, dönemin sınav koşulları dikkate alınarak ayrıca bir hazırlık sürecine girileceği de yine öğretmenler tarafından ifade edildi. Waldorf’lu çocukların MEB müfredatından eksik kalmadığı aksine çocuklara müfredattan daha fazlası verilerek kalıcı öğrenmenin sağlandığı, yeri geldiğinde istenilen bilginin kolayca açığa çıkarılabileceği ve öğrenme eylemini öğrenmiş olan çocuklara test çözmeyi öğretmenin de işin kolay yanı olduğuna vurgu yapıldı. 

VELİLER “WALDORFLU OLMAYI” ANLATTI

Okul velilerinin yoğun katılımı ile gerçekleştirilen sunumda veliler de söz alarak, kendi Waldorf deneyimlerini ve çocuklarının bu okulda kazandığı ayırıcı özellikleri paylaştı. Waldorf eğitiminin, çocuk olmanın doğal büyüsü bozulmadan, öğretmenlerin rehberliğinde çizilen bir yol olduğunu ve çocuklarının öğrenmeyi öğrendiğini belirten veliler, çocukların her sabah heyecan ile okula gitmek istediğini, Waldorf Yaşam Okulları’na güvendiklerini ifade ederek çocuklarına bu olanak sağlandığı için tüm emeği geçenlere teşekkür ettiler.

Son olarak katılımcılar tarafından sorulan soruları yanıtlayan Waldorf ailesi, anaokulu kontenjanlarının dolmak üzere olduğunu ve ilkokul, ortaokul sınıflarının ara kayıtlarının devam ettiğini, erken kayıt indiriminden yararlanmak isteyen velilerin Mayıs ayı sonuna kadar okulu ziyaret edebileceğini ve bilgi alabileceğini belirterek sunumu sonlandırdılar.