Hayat o kadar enteresan ki, nerede ne zaman, nelerle karşılaşacağız, hiç belli olmaz. Ülkemizin şu anda en çok ihtiyacı olan bir şey varsa oda, sevgi, şefkat dürüstlük ve samimiyet! Sevgi ve şefkat;  az olursa üzüntüye,  daha az olursa, yoksunluğa yol açıyor. Aslında  “SEVGİYE” Millet olarak ihtiyacımız var. Sevgisiz, şefkatsiz bir dünya, neye yarar ki?

Yapraksız, bir ağaç gibi, hep sonbaharları  yaşamamıza neden olmaz mı ? Bir düşünürsek, çocukluğumuz, anne, baba sevgisi ve şefkatini taşır.

Gençlik yılları, platonik aşk yılları, evliliklerimiz ise saf ve temiz sevgilerin birleştiği, . Bazen alın yazısı denir ayrılıklara, bazen geçimsizlikler, bazen şiddet denir. Genelde şiddeti kadınlar görür. Hem de öyle şiddet görür ki hayatı boyunca erkeklerden kaçanları vardır. Çocuklara da  şiddet uygulayan aileler hiç de azımsanacak gibi değil, medyadan izliyoruz. Büyüklerin en büyük sermayesi sevgi ve şefkattir! Daima vericidirler. Evlatlarından, karşılığında sadece sevgi beklerler.

Sevgi küpleri, o kadar doludur, torunlarına ve torunlarının çocuklarına, ömrü yettiğince dağıtır. Bir büyük anne, büyük baba olmak, bu insanlar için de ayrıcalıktır. Büyükler, kırılgan olabilir, alıngan olabilir, çoğunlukla dikkate alınmazlar. Dünkü çocuklar büyümüştür çünkü ”ADAM OLMUŞTUR”. Büyüklerin, bazen torunlarına aldıkları bir küçük oyuncak için bile azarlanabilirler. Nedeni ise, çocukları şımartmamak gerekirmiş! Değerli okuyucum, üzülmeyin lütfen. Bu Bahsettiğiniz konuyu inanın bir çok büyük yaşıyor. Benim de çok yakından tanıdığım ahbaplarım yaşadı.

Büyük anne, büyük baba olmanın zevkini tatmayanlardan, bunu anlamalarını beklemek olgunluk ve yine sevgi ister. Ne yazık ki, kalp kırmak, günümüzde çok kolaylaştı. Bunu da en bizlere örnek olmaları gereken siyasetçiler yapıyor! İnsanların yoğun çalışmaları, aşırı stres, ekonomik zorluklar sevgiye zaman tanımıyor. Ya da zaman ayıramıyor. Gençler elbette bir gün büyük olacaklar. Elbette onlarda ,da zaman bollaşacak.  İşte o zaman, yüreklerindeki sevgi küpünü karıştırıp, kimlere ne verdiklerinin hesabını yapacaklardır.

Veremedikleri sevgi ve şefkatleri havalara da serpseler, geç çok geç kalmış olacaklardır, çünkü onları büyütenler, sevgi ve şefkatten yoksun olarak, kaybolup gideceklerdir. Dünya hızla dönüyor, zaman çok değişti. Nerede o güzel şarkıları, şiirleri yazdıran yürekler, nerede o klasikleşmiş şarkılarda ki lezzetler? Şarkılara ayrı bir lezzet geldi, yakıyor ya da, kırıyor. Ya da küstüm diyor. Sevgiye muhtaçların sayısı gün geçtikçe artıyor.

Ekonomik  savaşlar da , bu dünyadan  yok olmadıkça da, sevgisizlik artmaya devam edecektir. Sevgi büyük, küçük tüm canlıların “YAŞAM AĞACIDIR” sevgiyle süslenmiş kelimeler, bahar dalları gibi bedenimizi sarar. En güzel bir  elbise, en güzel bir sevgi sözcüğü ile bütünleşir. Bir insanın her şeyi olabilir, zengindir, sağlıklıdır, ama sevgiden yoksunsa, dünyanın en fakiridir. Reklam dünyasındaki sevgi hediyeleri cazip gelebilir. Tıpkı “Tek Taş Yüzükler” gibi.

Televizyonlarda yapılan anketlerden alınan cevaplar ne kadar da sevgisiz bir dünyada yaşadığımızın kanıtıdır! “Benim Sevgilim Odundur” reklamının insanoğluna faydası ne olabilir ki? Sadece satmak istedikleri ürün için, bu argo cümleyi kullananlar bir değil on kez düşünmeliler. Sevgi ve sevgili adı üstünde, bu kadar aşağılanamaz. Çağdaş dünya insanının , “REKLAMI “idi bu.

Bu zihniyet, bu cehalet  içindir ki ,Türkiye de bir gerilim yaşanmaktadır. Sevgimiz, şefkatimiz, en önemlisi de ülkemize saygımız azaldı. Sanki içimiz boşaltıldı . Halbuki  bir küçük “ÇİÇEK” sevgi sözcükleriyle süslenip sunulsaydı. İmkansızlıklar, ”Kredi Kartlarına” bağlanmasa, eskilerin deyimleriyle, ayağımızı yorganımıza göre uzatsak, zorlukları aşmamız biraz daha kolaylaşırdı. Dilerim hayatımız  boyu, “SEVGİ VE ŞEFKATTEN “ yoksun kalmayız. Sevgi küpünüz hep dolu olsun, ama dağıtmayı unutmayın!