Antalya'da halk otobüsü şoförlüğü yapan evli ve bir çocuk babası Ali Yılmaz, 4 Kasım tarihinde, Kundu depolama merkezinde otobüsünün içinde iki kişinin demir çubuklu saldırısına uğradı. Sağ kolu kırılan Yılmaz'ın başına da 10 dikiş atıldı. Saldırganların yakalanamaması üzerine Yılmaz, otobüsteki güvenlik kamerası görüntülerinden iki saldırgana ait fotoğrafları bir afişe bastırıp, durak ve otobüslere astı. Saldırganlardan Aygün Giyer, kısa süre sonra yakalandı. Diğer saldırganı yakalama çalışmaları devam ederken, Aygün Giyer, 'basit yaralama' suçundan adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Ali Yılmaz, şüpheli Aygün Giyer'in serbest bırakılmasına tepki göstermek ve mesai arkadaşlarının uğradığı şiddete dikkat çekmek amacıyla avukatı Erdal Ovalı ile birlikte Meydan Otobüs Depolama Merkezi'nde basın toplantısı düzenledi. Erdal Ovalı, Antalya'da halk otobüsü şoförlerine artan şiddete dikkat çekmek amacıyla bir araya geldiklerini kaydetti. Türkiye'de halk otobüsleri şoförlerine şiddetin arttığına değinen Ovalı, "Mağdur şoförler, ağır sakatlık ve bunun yanında hayatını kaybedenleri görüyoruz. Şiddetin bir örneğini 4 Kasım tarihinde Kundu otobüs depolama merkezinde yaşadık" dedi.

İki şüphelinin olay günü alkol alıp motosikletle depolama noktasına geldiklerini ifadelerinde belirttiklerini belirten avukat Ovalı, "Ali Yılmaz, bu iki şüpheli tarafından acımasızca dövülmüştür. Şüpheli ayrıca belinde bıçak olduğunu ifadesinde söylemiştir. Söz konusu olay tasarlanarak gerçekleşmiştir. Ali Yılmaz ve diğer şoförlere yapılan bu saldırı toplumun vicdanını da yaralamıştır. Ali Yılmaz hala psikolojik sorunlar yaşamaktadır. Yılmaz'a yapılan saldırı tasarlayarak adam öldürmeye teşebbüstür. Bu şiddet halk otobüsü şoförlerine işlenmemiştir. Şiddet uygulanırken gerek yolcuların can güvenliği ve trafik güvenliği tehlikeye düşmektedir" ifadelerine yer verdi. Ovalı, otobüslere panik butonu, güvenlik kabini ve şiddet uygulayanlara caydırıcı cezalar uygulanmasını talep etti.

Dosyanın soruşturma aşamasında olduğunu belirten avukat Ovalı, "Yargılama aşaması olacak. Zanlıların en ağır şekilde cezalandırılması için elimizden geleni yapacağız. Biz yargıya güveniyoruz. Zanlılardan biri yakalandı, diğerini yakalama çalışmaları devam ediyor. Tüm şoförlerimizi sağduyulu olmaya davet ediyorum. Sakin ve özverili şekilde yargılama sürecini bekleyeceğiz" diye konuştu.

Otobüs şoförü Ali Yılmaz ise mücadelesinde kendini yalnız bırakmayan mesai arkadaşlarına teşekkür ederken, yöneticilerin desteğini alamadıkları için üzgün olduklarını dile getirdi. Ölümden döndüğünü aktaran Yılmaz, gözaltına alınan zanlılardan birinin 'basit yaralama' suçundan adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığını hatırlattı. Demir çubukla ölümüne dövüldüğünü aktaran Yılmaz, "Bu dövülmenin neresi basit yaralama anlam veremiyorum. Darp edilen bir sağlık çalışanı için Sağlık Bakanı, 'Bu darp bakanlığa, bana yapılmıştır' diyor. Bizim arkamızda kimse yok mu? Bu şoförler sahipsiz mi? Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı'nın bize sahip çıkması gerekir. Elinde bıçak ve demir çubuk olan iki kişi bana saldırıyor, basit yaralama deniliyor. Kamera kayıtları ortada, benim ölmem mi gerekiyordu. Ben de onlara mı şiddet yapmalıyım" diye konuştu.