Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Evrim Çakır merak edilen tüm sorular hakkında  şu bilgileri verdi: “Ramazan ayında dengeli beslenmek ve yeterli sıvı almak  hayati önem taşımaktadır.Ramazan ayı ile birlikte uyku düzenimiz ve yeme alışkanlığımız da değişmektedir.  Bunun kliniğe ve laboratuvara yansımasına yönelik yapılan çalışmalarda gün içinde  kortizol ritminde ve vücut sıcaklığında değişmeler izlenmiştir. Bunun yanında sağlıklı bireylerde vücut ağırlığında,kolesterol seviyelerinde olumlu gelişmeler izlenirken diyabetli bireylerde ciddi hipoglisemi dediğimiz yardım gerektiren kan şekeri düşüş sıklığındabir artış olduğu gözlenmiştir.

Gün içi kan şekeri  takipleri uzun süreli açlıkta  sağlıklı bireylerde ve diyabetli bireylerde değerlendirilmiş sağlıklı bireylerde sabit bir kan şekeri profili izlenirken diyabetli bireylerde kan şekeri düzeylerinde ciddi dalgalanmalar olduğu görülmüştür. Kan şekerinde görülen bu ani değişimler kalp ve beyin fonksiyonlarını olumsuz  yönde etkilemektedir. Kan şekeri düşüşü, yükselmesi,keton cisimlerinin sentezi ile ketoasidoz denilen koma haline yatkınlığın artışı,sıvı kaybı ve tromboz denilen kan pıhtılaşmasına eğiliminin artışı görülmektedir.  

Kan şekeri dalgalanmasına neden olacak riskli diyabetli bireylere; insülin ve insülin salgılatıcı ilaç kullanan hastalarımız ile organ hasarı olan hastalarımıza uzun süreli açlık önerilmemektedir. Bu risklere rağmen oruç tutan vatandaşlarımız hayati riskini minimuma indirmek için açlığı ne zaman sonlandıracağı konusunda bilgi sahibi olmalıdırlar.

Ramazan ayı, oruç tutanlar için beslenme ve yaşam şeklinin değiştiği bir aydır. İftarda özellikle yağlı ve aşırı kalorili gıdalardan uzak durulmalı, ölçüyü kaçırmadan yemeye dikkat edilmelidir.” (Haber Merkezi)