Bütün dikkatlerimiz başka konulara yöneltilince gerçek gündemlerden kopuyoruz. Yani bir gündemsizlik sendromu yaşıyoruz. Öyle ya,dikkatimiz fetö’yle meşgul edilirken asıl gündemin dışında kalıyoruz.
          Hele hele İdlib’den bağrımızı yakan ve ocaklarımıza düşen yangın –şehit-haberleri geldikçe yaşamakta olduğumuz ekonomik sıkıntıları düşünemiyor, aklımıza getiremiyoruz. Zaten televizyonların haberlerinde de sürekli bu durum, haberlerin ağırlığını teşkil ediyor. Gazete sayfalarında da sürmanşetten bu konu ele alınıyor. Sanırsınız ki bu sorun durup dururken başımıza bela oldu. Bunda yanlış politikalarımızın hiçbir etkisi yok sanki. Bu sorunlar başımıza gökten zembille musallat oldu galiba! Bunlar üzerinden hamasi nutuklar atılıyor, karşılıklı suçlamalar havalarda uçuşuyor.
          Elbette insanımız yaşanan bu problemlere duyarsız değildir. Yaşamakta olduğu ekonomik sıkıntıların çözümsüzlüğüne eklenen dış politikalardaki bu sorunlar halkımızda travmaya dönüşüyor. İçte çözüm bekleyen devasa ekonomik sıkıntılara dışarıda yaşadığımız çıkmazlar da ilave olunca bir karamsarlık çöküveriyor halkımızın üzerine. Çözümü nerede arayacağız, adres neresi bari onu söyleyiverin!
          Otomatik olarak akaryakıta yapılan zamlara ilaveten son olarak ilaca yapılan %12,09 oranındaki zam da sıkıntılarımızın üzerine tüy dikti. Zam dedim, pardon, literatürde adı “fiyat ayarlaması” oldu, yanlış ifade ettim! Hele bir kuruş indirim yapılıyorsa ardından beş kuruş zam yapılacağının müjdecisi olarak yerleşti hafızlarımıza. Bağışıklık kazandık artık! Öyle ya, 18-20 yıl önce bir liralık – o zamanki para ile- tencere tava sokağa dökülen halkımız herhalde başka bir galaksiye taşındı, çıldırmaya az kaldı!
          Eczanelerde tahsil edilen ilaç parasından ve bordrolarımızdan kesilen muayene ücretlerinden bi-haberiz. 1 Ocak2020’den bu yana TL’nin dolar karşısındaki değer kaybı %3,5’i geçince emekli ve çalışanlara yapılan %5-6 oranındaki maaş zammını yüzde  50 oranında eritti, yani “orta direk” ortadan kalktı ; çünkü alım gücü iyice azaldı. Batık krediler 152 milyar lirayı aştı. Altın fiyatları yedi yılın zirvesini gördü. Osmangazi Köprüsü’ne verilen geçiş garantisi gereği 2,5 milyar ödeme yapılması gündemdeki yerini aldı. Tabii bu ödemeler, taahhüt edilen sayılarda araç geçmediği için devlet hazinesinden karşılanacak. Halk çarşı pazara çıkamaz oldu, marketlerden ihtiyacını karşılayacak alışverişi yapamaz oldu.
          Bütün bu gerçekler yaşanırken ekonominin daha da iyiye gittiğini söylemek akla ziyan değil mi? Bu çarşı pazardaki durumu bilmemek, mutfaktaki yangından bi-haber olmak, halkın dertlerini bilmemek anlamına gelmez mi? Allah’ım sen bizim aklımıza mukayyet ol! Sıkıntılarımıza çözüm üreten, dertlerimizle dertlenen; bizden olan, bizimle ağlayan bizimle gülen yöneticiler nasip eyle bizlere! Yoksa bu millet heder olacak.