Aynı zamanda kişi; öfke kontrolünü sağlar, yalan söylemez, başkasının arkasından konuşmaz, kötü ve çirkin sözlerden uzak durur, haksızlık yapmaz, anne ve babasına saygısızlık yapmaz, diğer insanlarla iyi geçinir. Oruç, iyi huy ve ahlaki güzelliklerin kalıcı davranışa dönüşmesinde katkıda bulunur. Böylece, ramazan insanı olumlu yönde değiştiren son derece önemli bir dini değerdir.

SU KAYBINA DİKKAT!

Fakat oruç, yaz aylarında aç-susuz kalmanın ve bunaltıcı havaların etkisiyle kişide terleme yoluyla oluşan su kaybı; gerginlik ve tahammülsüzlüğü çok fazla artırmaktadır. Oruca adaptasyon aşamasında sinirlilik, baş ağrıları ve sürekli uyuma isteğiyle kişi kendini mutsuz ve aşırı yorgun hissedebilir. Ancak adaptasyon aşaması başarılı bir şekilde atlatıldıktan sonra, tüm sıkıntılar ortadan kalkar. Oruç insan psikolojisine olumlu katkılarda bulunarak kişileri manevi huzurda birleştirmektedir. Yapılan araştırmalarda Akut Stres Bozukluğu, Akut Depresyon, Yaygın Anksiyete (aşırı kaygı) Bozukluğu, Obsessif Kompulsif (takıntı) bozukluğu, Dürtü Denetleme Bozukluğu, Antisosyal Kişilik Bozukluklarının tedavisinde orucun son derece önemli bir iyileştirme yöntemi olduğu kanıtlanmıştır. Böylelikle, orucun psikolojiye olumlu katkılarda bulunduğu yapılan araştırmalarda görülmektedir. Günlük hayatın getirdiği bir takım öfke, sinirlilik, saldırgan ve kırıcı davranışlar gibi olumsuz stres faktörleri bazen orucun sabır özelliği sayesinde dizginlenebilir. Oruç sabretmeyi, en önemlisi de davranışları kontrol etmeyi öğreten iyi bir öğretmendir çünkü ramazan sabır,sebat, tahammül gibi duyguların eğitildiği bir dönemdir” diye konuştu.

“RAMAZAN AYINA ÖZEL PLAN ÇİZİLMELİ”

Yaz aylarında orucun neden olduğu sinirli ruh halini engellemek için kişinin yeme, içme ve uyku düzenine özen göstermesi gerektiğini belirtilirken, “Kişinin iftar ve sahuru düzenli yapmaya özen göstererek oruç tutması, vücudun dengesini sarsmaması oldukça önemlidir. Sahur yapan kişilerde gece uykusunun bölünmesi ve kişinin günlük işlerine aynı saatte başlamak zorunda olması; yorgunluk, dikkat dağınıklığı ve konsantrasyon kaybına ek olarak, sinirliliğide beraberinde getirebilir. Bunu önlemek için; bu aya özgü gündüz şekerlemesi, akşam erken yatma, günlük yoğunluğu gözden geçirip plan yapma, işleri zamana yayma, ekip çalışmasını ve yardımlaşmayı ön plana çıkarma yer almaktadır. İftar ve sahurda bol sıvı tüketmek gerekmektedir. Çünkü su kaybının artışı kişide sinirliliğe neden olmaktadır. Son olarak, ramazan toplum psikolojisi olarak ele alındığında, toplumda paylaşma duygusunu artırıyor, sosyal bağları güçlendiriyor. Çünkü ramazan, yardımlaşma ayı olarak bilinmektedir. Bu ayda insanların birbirine maddi ve manevi yönden yardım etmesi önemlidir. Sonuçta oruç, şefkat ve merhamet duygularını geliştirerek, kişiyi stresten, üzüntü ve kederden korur.Sağlığı yerinde olan insanlar, kendilerini sıcaktan koruyarak orucunu rahatlıkla tutabilirler. Herkese sağlıklı, huzurlu ramazanlar diliyorum.”