Ülkemizde yoksullar için hayat çok ucuz, ama yaşamak çok pahalı... Aylık ev kirası su elektrik parası, çocuklara alınması gereken küçük sevindirme hediyeleri alabilirse...

Pazara gitme derdi...

Akşam üstü bir olsun hele, hele insanlara bir çekilsin pazardan düşüncesi..

Ah benim mazlum masum halkım diyeceğim de, nasıl diyeyim, artık biz bile birbirimizi duymaz olduk... Bizler de birbirimizin haini olduk... Aç çocuklarımızla selfi çekerken bile, biz bile bir başka olduk...

Ama bilmiyoruz ne olduğumuzu... Akşamları televizyon haberlerinde kanal İstanbul haberleri yaptırmayacağız, yapacağız...

Âlemin keyfi yerinde... Belediye Başkanlarının kentin efendilerinin keyfi yerinde... Tayyip Erdoğan varlıklı ve zengin bir adam doğru... Ama Ekrem İmamoğlu ondan zengin, saklamaya çalışsa da, gerçek bu...

Peki, kimin umurunda yoksullar, ev kirasını ödeyemeyenler, elektrik su parasını doğalgaz parasının ödeyemeyenler kimin umurunda... Sahi neden hep zenginler veya zenginlerin kol verdikleri adalar konuşurlar ülke üstüne... Mesela yoksullar onlardan az mı severler ülkelerini?

Yoksulları umursayan yok, ama onlarda birbirlerini umursamaz oldular... Sahi ne oldu bu halka, neden bu kadar sorumsuz hale geldik veya getirdiler...

Mesela ne kadar umurunda mahalle camisindeki imamın, mahallede kaç insanın aç sabahladığı, elektrik su parasını ödeyemediği, ev kirasını ödeyemediği...

Bu insanların bulunduğu bir toplumda Belediye başkanı olan insanlar nasıl bu kadar pahalı arabalara biniyorlar, o arabalar kimin parası ile alındı ve kullandığı yakıt kimin cebinden çıkıyor?

Ey halkım, ey yoksullar ey işsizler ey asgari ücretle çalışanlar ve onunla geçinmeye çalışanlar “sahi sizce nasıl iş bunlar?” sen su parasını ödeyemezken, birileri nasıl böyle saltanat sürebiliyor, bir sorsan kendine...

Merak etme onlara soramazsın... Çünkü bu düzen baştan sona bozuk... Ve rahatları bozulmasın diye hep birlik savunuyorlar bu düzen in devamını...

Müslim baba da öldü, bakalım hangi şarkıları dinleyeceksiniz, kendinizi teselli etmek adına... Birbirinizi uyandırın ey şehir ahalisi... Mesela gidin sorun “kent konseyi denilen yerdeki kişilerin ne yaptığını”  hiç birinin sizin gibi düşünmediği kişiler...

Ama neden?

Kimseye “ama neden?” sorusunu bile sordurmuyorlar sana...