O günden herkes söz eder, hesap günü denir en çok... Hesap günü geldiğinde boynuzlu koyun boynuzlu koyundan alacak denir, neden denirse...

Sanki boynuzlu koyun kendi istedi boynuzlu bir koyun olmayı... Ama insan her şeye bir bahane bulan kendince, kendini savunmak için...

Ama asla dönük kendi hatalarını kendi günahlarını kendi suçlarını görmek istemeyen...

Çok umurunda değil gibi yapsa da insan, o günün var olduğunda ısrar eder bütün kutsal kitaplar... Uzun uzun anlatılır o gün neler olacağı, insanın başına neler geleceğini, nelerden hesaba çekileceği en çok...

Bazıları gibi kimseyi cennete cehenneme sokacak değiliz, kimsenin böyle bir hakkı da yok ve kimin nereye gideceğini, kime nasıl muamele edeceğini bilen yalnız Allah bilir...

Hangi amelin, hangi davranışın işe yaracağı da, çok bilinen bir şey değil...

Yaşlı bir kadından söz eder Aziz Nebi... O kadını anlatırken der ki "Susuz kalan ve bir kuyunun başında kıvranıp duran bir köpeği başındaki örtüsünü suya sarkıtarak ıslattı ve suyunu sıktı, köpeğin susuzluğunu giderdi, bu amelinden dolayı cennete gitti" buyurdu...

Yani hangi amelin insanı cennete taşıyacağını yalnız Allah bilir... Onun için insan her daim iyi ve hayırlı işler yapma peşinde olmalı...

Allah'ın yerine konuştuklarını sananlar, daha çok kendi açıklarını kendi günahlarını saklamaya çalışanlardır çoğu zaman...

Çok kere demeye çalıştık, söz sahipleri önce kendileri yapmalı söylediklerini ki sonra ahaliye söylesinler ne söyleyeceklerse...

Ama ne yazık sözün izzetini ayakaltına aldılar, çok konuşanlar... Yazanlarda öyle, kendinin inanmadığı kendilerinin yapmadıkları güzellikleri yazan kişiler ile dolu yayın evleri yazı yerleri...

İnsan ikiyüzlü olmaktan çekinmez olduğu çoğu zaman, ya da çok kişi ikiyüzlü yaşamayı seçti kendine...

Çünkü sözü edilen o hesap gününün var olması umurlarında değil, ölümü şaka filan sananlar...

Sözün de izzeti iffeti vardır, sözün izzetini iffetini muhafaza etmeli sözü söyleyen...

Kalemin izzetini iffetini korumalı kalem ile yazan...

Ama günümüz insanı, günümüz Müslüman’ı, hatta sözden para kazananlar bu hassasiyeti çoktan kaybettiler...

Yoksa beni hep umutsuzluk aşılayan, herkese bir bahane bulan bir kişi filan mı sanıyorsunuz... Yok vallahi, sadece doğru bildiklerimi paylaşmak ve bazı şeyleri hatırlatmak muradım...

Kimse sözünde durmuyor deyip durmalar dolaşmak da, ahali arasında cami önlerinde... Yalnız ben demiyorum sözün ayağa düştüğünü, artık herkes bu kanaati taşıyor, ama herkes kendi sözünde durduğunu da sanıyor...

Sözünde durmayanlar, yalan söyleyenler, hile yapanlar, kendini kandıranlar, hep başkası...

Ya biz, ya sen? İşte sorunun cevabını vermek de zorlanmak ta insanın kendisi...

Bilelim ayağa düşen söz değerini kaybetmiştir ve artık söz olmaktan çıkmıştı...

Sözünde durmalı insan, Müslüman sözünde durmalı...

İşte o hesap günü sözünde durmayanların işi zor en çok... Söze yalan karıştıranların sözü fitne çıkarmak da kullananlar, söz ile başkalarını kandıranların işi çok zor...

Söze yalan karıştıranlar zarar verdiler Ülkeye... Söze yalan katanlar, en çok zarar verenler dine... Söze yalan katanların, sözünde durmayanların günahları pek çoğumuzun çektiği...

Yalan söz insanın kalbini kirletir, dilini kirletir yalan söz... Hesap gününde başımız sıkıntıda olsun istemiyorsak, sözüne yalan katmamalı insan...

Bilmeli sözün bir izzeti olduğunu ve bu izzeti korumalı... Sözü ayağa düşen insan, kendisi de ayağa düşmüştür, düşmedim dese de...

Her birimiz ömrün sonbaharındayız ve yol hızla kışa doğru akıp gitmek de... Yolun sonu hesap gününe çıkmak da, inanlar için...

Önemli olan başkalarının ne yaptığı değil, senin kendinin kendin için ne yaptığın...

Haydi, yeni sözler et, içinde yalan olmasın, içinde riya ikiyüzlülük olmasın... Birilerini kandırmak için söylenmiş olmasın...

Selam ile... Aydınlık bir yol dileği ile...