Sahip olduklarımızın değerini neden bilmiyoruz.

Daha fazlasını neden istiyoruz.

Maddiyat bizim için ne ifade ediyor.

Ne için çalışıyoruz.

Karşılığında hayattan ne bekliyoruz.

İnsanoğlunun kafası çok karışık. 

Aslında neyi neden yaptığını çok sağlıklı düşünemiyor.  

Günümüzde kapitalizmin tek amacı bireylerin daha fazla çalışıp daha fazla harcama yapmasını sağlamak.

Son yıllarda çok tüketen insanın daha fazla mutlu olacağı öğretildi.

Çoğumuz hayat serüvenimizde azla yetinmeden, her şeyi elde etmek için kıyasıya bir mücadele içine giriyor.  

Reklamlar, diziler, moda vasıtasıyla bize dikte edilen hayatı yaşıyoruz.

Hayatımıza çok fazla değer katmayan bir anlık haz için her şeyi satın alıyoruz.

Sonra ondan sıkılıp yeni bir şey satın alıyoruz.

Bütün ilişkilerimize materyalist bakış açısı hâkim oldu. 

Malların markaların hayatımızda sembolik anlamları oldu.

Trendlerin dışında kalmamak için sürekli almaya şartlandık. 

Daha fazla maddi imkânlara sahip olmayı başarı olarak tanımladı. 

İnsanlar doğadan koparıldı. Şehirlere, apartmanlara hapsedildi.

Kırsaldaki insanlar şehirlere göç ettirildi. 

Ailesinden, toprağından, geçmişinden uzaklaştırıldı. 

İnsanlara zaman bırakılmadı, insan ilişkileri azaltıldı.

İnsan ilişkilerimiz azalınca bireyselleştik. Yalnızlaştık.

Daha fazla tüketmemize rağmen gözümüzü ve ruhumuzu doyuramadık.

Daha çok kazanmak kazandıklarını muhafaza etmek için verdiğin mücadele hayallerini hobileri yok etti.

Daha çok tüketerek mutlu olamayız.

Daha fazla fatura ödemekten kurtulup, sadece zaruri ihtiyaçlarını temin ederek, hayatımızı sadeleştirirsek mutlu olmak için bir adım atmış oluruz.

Hayatla kucaklaşın hayatınızdaki size değer katan insanları çoğaltın.

Annenizle babanızla eşinizle çocuklarınızla daha çok zaman geçirin. 

Gökyüzünü, bitkileri, hayvanları, toprağın kokusunu tekrar keşfet.

Her şey senin elinde.

Günümüzde madden güçlü olursanız itibar sahibi oluyorsun.

Daha çok insan sana saygı duyar anlayışı var. 

Fakat aklı başında olan her insan bunun yüzeysel ve değersiz geçici olduğunu iyi bilir.

İtibar isteyen birinin tek ölçüsü ahlaklı bir yaşam olmalıdır.

Tatbiki çalışmalıyız, üretmeliyiz. 

Fakat ihtiyaçlarımızdan çok kazanma derdine düşüp hayatımızı çekilmez hale getirmemeliyiz.

Sahip olduklarımızın değerini bilmeliyiz.

Hayatımızda insanların yerini eşyaların almasına fırsat vermemeliyiz. 

Çevremizde hayatımıza değer katan insanları çoğaltmalıyız.

Daha fazla tüketmemiz bizim hayatımıza anlam katmaz. 

Sadece hayatımızı karmaşık ve anlamsız hale sokar.

Özgür tutkulu bir hayat yaşamak varken ihtiyacınızdan fazla şeyleri satın almak için daha çok çalışıp çırpınıp durmaktan uzak durun. 

Neo liberalizm politikaları sürekli tüketen borçlu, mutsuz, yalnız bireyler üretiyor.

Bu koşullar materyalist ahlaki değerlerin yozlaştığı bir toplum düzeni tetikliyor.

Bu koşullarda yaşamak hepimiz için çok zor.

Daha fazla tüketmek için hem kendimizi tükeniyoruz.

Hem de etrafımızdaki insanların hayatlarını tüketiyoruz.