Bu günlerde insanımızda yılgınlık, bıkkınlık, karamsarlık aldı başını gitti.

Kiminle konuşursam konuşayım olumsuzlukların fazlalaştığını, gidişatın hayırlı olmadığına dair yaşanmışlıkları paylaşıyorlar.

Oluru, olmaz yapan, mücadeleyi hiç bırakmayanlar dahi bir umutsuzluk küskünlük içine girdi. Bu neden çok önemli, çünkü yaşarken umutlarını mücadele azmini kaybetmiş bir toplum savunma mekanizmalarını geliştirir, paylaşımdan, üretmekten, yaşama sevincinden uzaklaşır.

Etrafımızın daha güvensiz olduğu algısına kapılırsak, daha fazla çalışmamızın hiçbir anlam ifade etmediğini düşünmeye başlarız. Hata endişelenme boyutumuz giderek artar ise önce psikolojimiz sonra ise sağlığımız bozulmaya başlayabilir.

Olumsuz algılar aslında gerçeklerin çok kötü veya iyi olması ile ilgili olmayabilir. Toplumun geneline sirayet eden olumsuz beklentiler gelecek kaygısını besler. Sonra bu algıları zihnimizde büyüterek, hayatımızda bir çok değişiklilikler yapma ihtiyacı duyarız.

Son zamanlarda dünyada ve ülkemizde yaşanan siyasi ve ekonomik gelişmeler ister istemez toplumsal endişeyi artırdı.

Günümüzde yaşadığımız mahallemiz dışında tüm dünyada olup bitenlerden anında haberdar oluyoruz. Bilginin çok hızla yayıldığı bu çağda, gerekli gereksiz şeylere üzülüp sevinir olduk

Çağımızda insanoğlu doğasının kaldıramayacağı kadar fazla bilgi ve çok fazla sorumluluklardan dolayı çok yorgun düştü.

Aslında geçmişte dünyanın her yerinde benzer şeyler yaşarken kendi mahallesinin dışındaki şeylerden bu kadar haberdar değildi.

Dünyada olup bitenlerden dolayı, fazla endişe duymadan yaşayıp gidiyordu. Kendi dünyasındaki meseleleri daha kolayca halledebilecek, savunma mekanizmaları oluşturup endişelerinin az olduğu, keyif aldığı şeylerin fazla olduğu bir hayatın parçası oluyordu.

Günümüzde ise değişik yollardan edindiğimiz doğru haberlerin yanında, yönlendirmeli, doğruluğu tartışılabilecek, sadece algı yaratmak için yapılan haberlere ulaşımımız sağlandı. Okuduğumuz her haber zihnimizde bilgi kirliliği yarattı.  Gereksiz bilgilerle ve yaratılan algılarla, kendi mahallesizde olup biteni unutup, dünyayı kurtarma peşine düştük.

İhtiyacımız olanı alıp almadığımızı sorgulamadan, öğrendiğimiz şeylerin doğruluğunu yeterince analiz yapmadan, bize sunulanları hemen kabul etmemiz yaşamımızı çok zorlaştırıyor.

Tabi bununla da kalmıyor.

Yüzeysel bilgilerle her şeyi bildiğimizi düşünüp, hemen kesin hükümler verir hale geldik.

Bunun yerine bize sunulan haberleri olduğu gibi kabul etmek yerine,

Başka kaynaklardan araştırıp meselenin aslını daha iyi öğrenmeliyiz.

 Öğrendikçe ne kadar az bildiğimizi anlar, daha çok öğrenme ihtiyacı hissederiz.

Bana kalırsa, Kendi elimiz ile hayatımızı çok zorlaştırıyoruz.

Hayat günahı ile sevabı ile olgunlaşma serüvenidir

Yılgınlığı bıkkınlığı bir tarafa bırakıp, hatalarımızdan ders alarak

Gücümüzün ölçüsünde bir hayatı yaşamak için her şeye rağmen umudumuzu kaybetmeden iyi bir geleceğe ulaşmanın yollarını bulmalıyız.

Sevdiklerinizle birlikte kargaşadan, gereksiz şeylerden uzak

Huzurlu, dingin bir hayatı yaşamanızı dilerim.