Bu halk deyimini hepimiz birer defa olsun kullanmışızdır. Gerçekten de haklı bir terim. İnsanlar iş sahibi olurlarsa evlerine ekmek, aş alabilirler. İşi olmayanın da aşı olmaz!  Kadınlarımız mutfakta eksik olmasın isterler bu da en tabi haklarıdır.

Evlerinin mutfağına et girmeyen insanlarımız var. Cumartesi günü Metro’ya  gittim. Et reyonunda çeşit çeşit etler dizilmiş, ücretleri ise malum! Kıymada indirime girmişlerdi. Artık et alırken ürküyoruz! Acabalar için de aklımız karışık.

Reyonları gezdim, etiketlere baktıkça içim burkuluyordu! Milyonlarca çocuğumuza  acaba ne kadar et yedirebiliyoruz?  Belki tavuk alabiliyorlar, belki de alamıyorlar! Neden temel gıdalarda vergiyi kaldıramıyoruz?  Et, süt, yumurta, un, şeker vergilerden muaf olmalı ya da çok düşük bir vergi ile insanlar evlatlarına rahatça satın alabilsinler!

Bu bahar ve yaz zorlu geçecek belli gibi, yurt dışından getirilen, soğan, patates ve diğer gıdalar nasıl ve hangi şartlarda yetişiyor, ne gibi bir kontroller yapılıyor?

Çocuklar düzgün beslenerek büyürse sağlıklı olurlar. Vatana millete sağlıklı nesiller yetiştirmek gereklidir. Dünya obezle mücadele ederken, Türkiye’de bu konuda elinden geleni ne derece yapıyor? Ülkemizde ekmek çok yeniyor, bu konu bir gerçek unutulmamalı ve hangi hormonlarla büyükler ve çocuklar kilo alıp, hastalık derecesine gelebiliyorlar.

Mısır şurubunun zararları ortada iken, acaba şekerli gıdalar üretiminde konan miktarlarda ki kontroller sıkı bir şekilde yapılıyordur inşallah. Dünya’da susuzluk sorunu, 30 sene içinde artacakmış. Yer altı  sularını ne derece doğru kullanıyoruz? Araba yıkama servisleri bu kaynakları kullanma müsaadeleri var mı acaba?

Toprağımıza, suyumuza çok dikkat etmemiz gerekiyor.  Bu konuda eğitim almış insanların, sık, sık eğitim seminerleri vermelerinde yarar var.  

Evet, eğitim, eğitim, cehaletin baş düşmanıdır. Bu konuda insanları aydınlatmak ve geleceğe, zorluklara daha emin adımlarla gitmeliyiz…