Alanya Müftülüğü’nün dün yaptığı paylaşım aslında ülkede din konusunun ne noktalara geldiğini gözler önünse serdi. Bir devlet kurumu ve ülkedeki dinin inancın merkezindeki bir kurumu temsilen resmi hesaptan yapılan paylaşımlar vatandaşların yoğun tepkisine neden oldu. 

Ben buradan kendi görüşlerimi birkaç soru ile aktarmak istiyorum.

İlk paylaşımda “gayrı Müslümlere rahmet okunmaz” dediniz ya altından da konuya ilişkin Ayetler paylaştınız. Ama paylaştığınız ayetlerin kendinizle çatıştığını da fark ettiniz mi? İnsanları yanlış yönlendirdiğinizi ve kinlendirdiğinizi fark ediyor musunuz?

İlk sorum, paylaşımda  “Gayrimüslimlere rahmet okumak ve istiğfar etmek, onların yaşarken inkâr ettikleri Yüce Allah’tan onlar adına af dilemek anlamına gelir” diye bir cümle kullanmışsınız. Tüm Gayrı Müslümler, Allah’ı inkar ediyor mudur.? O zaman Hristiyanlara ve Musevilere gönderilen peygamberler kimi temsil ediyordur.?

İkinci soruma gelince yine paylaşımda yer alan, “Nitekim birçok âyet-i kerimede inkâr üzere ölen kâfirlerin onlara af dilense bile affedilmeyecekleri belirtilmiş (Nisâ, 4/18, 48; Tevbe, 9/80) ve onlara istiğfar edilmesi yasaklanmıştır. Diğer taraftan “Resûlullah (s.a.s.), amcası EbûTâlib ölüm döşeğinde iken ona ‘La ilahe illallah’ kelimesini telkin etmiş, iman etmemesi üzerine, ‘Allah’a yemin ederim ki, senin için af ve mağfiret dilemek bana yasaklanmadığı müddetçe, senin için muhakkak Allah’tan mağfiret dileyeceğim.” (Buhârî, Cenaiz, 79) buyurmuştur. Bu olay üzerine “Cehennem ehli oldukları açıkça kendilerine belli olduktan sonra, —yakınları da olsalar— Allah’a ortak koşanlar için af dilemek, ne Peygambere ne de müminlere yaraşır.” (Tevbe, 9/113) âyeti inmiştir.” Bölümünde de yazdığınız gibi ayetlerde Allah’a ortak koşan yazıyor, siz Josef Sural ya da herhangi bir Hristiyan’ın ya da Musevi’nin Allah’a ortak koştuğu kanısına nereden vardınız. Eğer onlar Allah’a ortak koşuyorlar ise kiliselerde ibadetlerini kime yapıyorlar. 

Üçüncü sorumda ise yine paylaşımda, “Başka bir rivayette ise Hz. Peygamberin (s.a.s.), münafıkların başı sayılan Abdullah b. Übey b. Selûl’ün cenaze namazını kıldığı, akabinde ona rahmet dileyeceğini ifade ettikten sonra “Asla onlardan ölen birinin namazını kılma ve kabrinin başında durma. Çünkü onlar Allah’ı ve Resûlünü inkâr ettiler ve fasık olarak öldüler.” (Tevbe, 9/84) mealindeki âyetin nazil olduğu belirtilmektedir (Buhari Cenaiz, 83).” Bölümünde “Bir rivayete göre” demişsiniz. Rivayete göre dini yorum verilebilir mi? Ve Josef Sural değil herhangi bir insanın “münafıkların başı sayılan Abdullah b. Übey b. Selûl’ün” ile aynı değerlendirilmesi nasıl mümkün oluyor.?

Dördüncü sorumda ise yapılan ikinci paylaşımda adeta özrünüz kabahatinizden büyük olmuş. "Müftülüğümüzün; Halkımızın sevdiği ve değer verdiği bir kişiyle ilgili olumsuz bir değerlendirmede bulunması asla söz konusu olamaz. Bu elim kazada vefat eden Alanyasporlu futbolcumuzun ailesine, yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı ve sabır diliyoruz" dediniz. Evet Sural özelinde paylaşım doğru gibi görünse de siz başka Hristiyanları halkımızın sevmiş olabileceğini neden düşünemiyorsunuz?

Son olarak da bu iki paylaşımın kaldırılması ile ilgili bir soru sormak istiyorum. Madem paylaştığınız bakış açısının dinen doğru olduğunu düşünüyorsunuz neden paylaşımları kaldırıyorsunuz. Dini bir bakış açısı tepkiler ile değişebilir mi? İnsanların en güveneceği yer olan Müftülük kendi dediğinden geri adım atarsa insanlar kime güvenecek?

Benim amacım burada kimseyi ağır eleştirmek değil. Sorduğumu soruların cevabını eminim benim gibi birçok insan da merak ediyor. Kul ile Allah arasına bu denli girilmesi doğru mudur? Siz kimin Allah inancı olup olmadığını nereden biliyorsunuz. Bu tarz paylaşımlar ile yüce devlete bu devlet için hizmet eden insanları da zan altında bırakıyoruz.