İyi Parti Seçim İşlerinden Sorumlu İlçe Başkan Yardımcısı Zeynep Kıvanç Güzel, cinsel suçlar ile kadına yönelik şiddet suçundan ceza alan hükümlülerin geçici maddedeki kriterleri sağlaması halinde tahliye edilebilmesini eleştirdi. Zeynep Kıvanç Güzel, “Koronavirüs salgınıyla mücadele ettiğimiz şu günlerde Türkiye’nin en büyük gündem maddelerinden biri infaz kanununda yapılacak değişikler. Gözümüz kulağımız TBMM’de. Bir yandan kanunun ‘eşitlik’ ilkesine dolayısıyla Anayasa’ya aykırılığı konuşulurken, diğer yandan ‘kadına yönelik şiddet ve cinsel suçların’ infazında bir iyileştirmeye gidilip gidilmeyeceği sorusu akılları karıştırmakta. Keza bu infaz yasasında yapılacak değişiklikler kadına yönelik şiddete karşı gerek hukukçular gerekse sivil toplum örgütleri tarafından yıllarca verilen mücadelenin kaderini önemli ölçüde etkileyecek. Yasa tasarısının ilk gündeme geldiği dönemlerde kadına yönelik şiddet ve cinsel suçlardan hüküm giyen şahısların da bu infaz yasasının getirdiği kolaylıklardan faydalanacağı gündem konusu olmuştu. Son dönemde hükümet yetkilileri tarafından ‘kadına yönelik şiddet ve cinsel suçların’ kapsam dışı bırakılacağı kesin bir dille ifade edildi ancak kamuoyuna yansıyan yasa tasarısı metni dikkatle incelendiğinde, işin aslının hiç de bahsedilen biçimde olmadığı görüldü” dedi. 
“KASTEN YARALAMA KAPSAM DIŞINDA BIRAKILMADI”
Tasarının infaz kanunundaki koşullu salıverilme ve denetimli serbestlik hükümlerinde iyileştirme yapılarak bir kısım hükümlülerin tahliyesine yönelik düzenlemeler içerdiğini hatırlatan Güzel, “Konuyu kapsam dışı bırakıldığı söylenen kadına yönelik şiddet ve cinsel suçlar açısından ele alalım: Öncelikle belirtmek gerekir ki ceza mevzuatımızda kadına yönelik şiddetle alakalı özel bir düzenleme bulunmuyor. Kadına yönelik fiziksel şiddet, fiilin sonuçlarına göre kasten yaralama ve kasten öldürme suçları kapsamında değerlendiriliyor. Kasten öldürme suçundan hüküm giyenlerin yeni infaz düzenlenmesindeki koşullu salıverilme ve denetimli serbestlik hükümlerinden faydalanmayacağı açıkça düzenlendi ancak koşullu salıverilme hükümlerinde yapılacak yeni düzenlemede kasten yaralama suçu kapsam dışında bırakılmadı. Dolayısıyla kadına yönelik kasten yaralama suçundan hüküm giyenler kamuoyuna yansıyanın aksine koşullu salıverilme hükümlerindeki lehine olan değişikliklerden faydalanarak tahliye olabilecek. Denetimli serbestlik hükümleri açısından ise kasten yaralama suçunda mağdurun altsoy, üstsoy, kardeş, eş ya da beden ve ruh bakımından kendini savunamayacak durumda olan kişilerden olması halinde infaz düzenlemesinin dışında tutulacağı görülüyor. Tasarının bu şekliyle yasalaşması durumunda, fail ile mağdurun akrabalık ve evlilik bağı olmaması halindekadına yönelik kasten yaralama suçlarından hüküm giymiş şahıslar dadenetimli serbestlik hükümlerindeki lehine değişikliklerden faydalanabilecek. 
“SUÇUN DOĞMASININ ÖNÜNÜ AÇACAK”
İkinci büyük sorun ise, kanuna eklenmesi planlanan geçici madde ile Covid-19 salgını sebebiyle açık cezaevinde bulunan ve açık cezaevine geçmeye hak kazanmış hükümlülerin 31 Mayıs 2020 tarihine kadar izinli sayılmalarına dair düzenleme. Bu düzenlemeden suç ayrımı yapılmaksızın tüm hükümlüler şartları sağlaması halinde faydalanabilecek. Dolayısı ile cinsel suçlar da dahil olmak üzere kadına yönelik şiddet fiili içeren tüm suçlardan ceza alan hükümlüler geçici maddedeki kriterleri sağlaması halinde geçici süreyle de olsa tahliye edilecekler. Gerekli görülmesi halinde bu izin süresi de 2020 Kasım sonuna kadar da uzatılabilecek. Bu durum, şiddet mağduru kadınların tacizcisiyle, tecavüzcüsüyle, dayakçısıyla yeniden karşılaşması sonucunu doğurduğu gibi şiddet uygulayıcılarına adeta yarım kalan işlerini bitirme fırsatı sunduğundan yeni suçların doğmasının da önünü açacak. 
“ÇELİŞKİLER İÇERİYOR”
Daha bu yasa tasarısı konuşulurken dahi, mağdur kadınlarda ciddi bir korku ve tedirginlik oluştu. Nitekim, Ceren Özdemir’i katleden failin de infaz yasasındaki izin hakkından kontrolsüz biçimde faydalanması sebebiyle bu suçu işlemeye olanak bulduğu unutulmamalı. İçinde bulunduğumuz salgın hastalık koşulları, cezaevlerinin boşaltılmasını zorunlu kılsa da özellikle izin hakkı kullanan hükümlülerin denetiminin en üst düzeyde yapılması gerektiği, aksi durumda yeni suçların önünün açılacağı aşikardır. Görüldüğü üzere, infaz yasasında yapılması öngörülen değişiklikler ilekamuoyuna yansıtıldığı gibi kadına yönelik şiddet ve cinsel suçlardan ceza almış şahıslar tamamıyla kapsam dışı bırakılmıyor. Taslak bütünüyle incelendiğinde çelişkiler ve boşluklar içermektedir. Bir yandan, geçici düzenleme ile bir defaya mahsus olmak üzere 30 Mart 2020’ye kadar işlenmiş ve kapsam dışı bırakılmamış suçlar açısından 6 yıla kadar mahkûmiyeti bulunanların cezaevinde hiç yatmamasının önü açılırken, diğer yandan kalıcı düzenleme ile bu tarihten sonra işlenen suçlarda 30 günlük mahkumiyet alanların dahi cezaevinde kısa süre de olsa yatması öngörülüyor. Yine, herhangi bir şiddet eylemine başvurmadığı halde sosyal medya veya basın yoluyla yalnızca siyasi görüşlerini beyan etmeleri sebebiyle terör suçları kapsamında mahkumiyet almış şahısların kapsam dışı bırakılması kamu vicdanını yaralıyor. Anayasa Mahkemesi’nin benzer değişiklikler açısından vermiş olduğu Anayasa’ya aykırılık ve iptal kararları da göz önüne alınırsa, bu kanun değişikliğindeki bazı maddelerin iptal edilerek kanunun kanun koyucunun öngörmediği biçimde genişletilerek uygulanması ihtimali de söz konusu olacak. Birçok bakımdan adaletsizlikler ve çelişkiler içeren, cezaların caydırıcılığı ilkesini de zedeleyebilecek nitelikteki infaz yasa taslağının özellikle toplumun kanayan yarası haline gelen “kadına yönelik şiddet” sorunu da göz önüne alınarak mağdurların yeniden mağdur edilmesini engelleyecek biçimde düzenlenmesi ivedi ve zaruri” diye konuştu.

Editör: TE Bilisim