Bir dünya markası olmak ya da en azından kendi ülkesinde bilinir tercih edilir olmak üreten ve pazarlayan her işletmecinin arzusudur. Hep okuruz duyarız, filanca ülkenin filanca kasabasından filanca dünya markası çıkmış hikayelerini. Peki bizim her şeyi tastamam kasabalarımızdan neden böyle kulaktan kulağa dolaşan hikayesiyle bir marka çıkmaz ki? Bunun elbette dünyadaki ekonomik parametrelere de bağlı bir çok sebebi var ama ben bizzat seni, beni, onu, esnafımızı doğrudan ilgilendiren sebeplerle ilgileniyorum. Küçük esnafımızın hep küçük olarak kalmasının marka değeri yaratamamasının nedenlerini sorgulamalıyız ki yanıtını bulup çözebilelim öyle değil mi? İşte Anadolu da ki bazı küçük işletmelerimizin acilen sıyrılması gereken bazı özellikleri:
Yönetici bakış açısının darlığı; 5 kişinin çalıştığı yerde herkes yönetici , herkes müdürdür büyük ihtimalle. Müdür dediysek vasat bilgi birikimi ve liderlik ruhu kendine yetimlik bir müdür. Bu yöneticilere dar penceresini açmak için iki kelam eden olursa , kulaklarını tıkar ve en iyi ben bilirimciliği ile yuvarlanıp gider..
Bizim burada bu işler böyle yürürcülük; efendim bu işler artık böyle yapılıyor, teknoloji değişti, dünya değişti hatta birazdan marsa gideceğiz de diyebilirsiniz hiç fark etmez size verilecek cevap hazırdır. Bizim burada bu işler böyle..
Kültür ve görgü eksikliği; bahsi geçen esnafımız tarafından ticari kültürün gereklilikleri süpürülmüş üstüne halı atılmıştır. Ahilik kültürünü hatırlayanlar +KDV ödeyeceklerini sanıyorlardır. Herkesin her işi yapabildiği bir ortamda mesleğe saygıya çoktan Allahtan rahmet okunmuştur.
İletişim beceriksizliği; müşteri ile ya da rakiplerle konuşmanın da bir adabı muaşereti bir tekniği vardır demeye kalkışmayın sakın. Bunlar ancak bunu anlar deyip ticaret hayatlarına hız kesmeden devam ederler.
Değer bilmezlik ve değer vermezlik; müşteri veli nimetti hani? Hadi canım sende ben bu iş bilmezlikle bu işi yapabiliyorsam müşteride benim nimette, üç kuruş indirdim ya daha ne yapayım demektedir.
Soyut kavramları anlamamada ısrar; dünyaca kabul görmüş tüm pazarlama tezleri, yapılan araştırma sonuçları, bilirkişiler tarafından ortaya koyulan hipotezler in hiç biri ama hiç biri bu esnafımız için bir değer teşkil etmez. Duyduğu kavramlardan kendisine yol açacak şeyi alıp kullanmak aklının ucuna bile gelmez. O hep her şeyin en iyisini bilir..
Elle tutma ve gözle görme hastalığı; parlak bir fikir ya da müşteriyi cezbedici yeni bir hizmet anlayışıyla karşısına sakın ha çıkmayın. O size önce bir görelim bakalım nerede diyecektir. Göz görmeyince gönlü katiyen istemez. Halbuki iş hayatında en önde olanların, hayal kurabilen ve bu hayallerin peşinden koşabilenler olduğunu bir bilse..
Bedavadan çalıştırma takıntısı; en iyi eleman en ucuza çalışan elemandır anlayışı onu öylesine ele geçirmiştir ki, çevresinde onu zirveye taşıyacak zeki ve donanımlı kişileri hep teğet geçer. O iş yerine değer katacak kişiler yerine, robot misali kendisine söylenenlerin bir adım ötesini yapamayan ucuz iş gücü peşindedir hep.
Her şeyin en iyisini biz bilirizcilik; ben 40 yıldır bu işi yapıyorum ve 40 yıldır böyle yapıyorum. Dünya değişmiş, tüketim alışkanlıkları değişmiş, ekonomik dengelerin ekseni kaymış bana ne? Her şeyi ben bilirim kimsenin fikrine ihtiyacım yok. Evet bu cümle kendisini yeni bilgilere kapamış, fikir alış verişinin kendisine sağlayacağı katkıyı bilmediği gibi bilmekte istemeyen esnafımızın yegane kurtarıcısıdır . Bu durumda da bize sadece kendisine hayırlı işler dilemek düşer.
Olduğundan daha fazla itibarlı olduğunu sanmak; efendim sizi hedef kitlenizin nereye koyduğu ortada, gelir gider tablonuz da ortada, bunun üstüne çıkmak için planınız neler? Yeni müşteriler edinmek yada sahip olduğunuz müşterileri kaybetmemek için bir stratejiniz var mı? Diye sormayın sakın zira o zaten en iyidir. Müşterileri ondan başkasını asla tercih etmez. Bunun içinde hiç bir şey yapmasına gerek yoktur..
Sözün kısası, pek saygı değer bazı esnaflarımızın şark kurnazlığı, salağa yatmacılık, iletişim yollarını sürekli tıkamak ve şuan okurken sizinde eklediğiniz bir çok sebepten ötürü marka olması imkansız . Hatta esnaf olması da imkansız. Günü kurtaran, sabah dükkan açıp akşam kapatan, fiş kesen adresi belli vasat birer mükellef olarak Bağ-kur emekliliğini beklerler o ayrı tabi, daha ötesi muhtemel bile değil, üzgünüz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.