2016'da ölen ağabeyi Fidel Castro'nun 2008'de istifa etmesinden bu yana devlet başkanı olan Raul Castro, görevi bırakmıştı.

86 yaşındaki Castro'nun ise 2021'e dek Komünist Parti Genel Sekreterliği görevini sürdürmesi bekleniyor.

Castro, "yeni kuşak" liderlere yol açmak için görevi bırakmak istediğini söylemiş, bu yıl başkanlık süresi sona erdiğinde yeniden aday olmayacağını yıllar önce açıklamıştı.

Komünist Partisi'nin iktidarda olduğu Küba'da 605 üyesi olan Meclis 31 üyeden oluşan Devlet Konseyi'ni seçmiş ve Raul Castro'dan görevi devralacak devlet başkanı da bu toplantıda belirlenmişti.

Siyasi gözlemciler, Castro'nun görevden ayrılması ile ilgili olarak halk arasında fazla bir ilgi ya da kaygı gözlenmediğini söylüyor.

Yeni Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel kimdir?

1960 doğumlu Diaz-Canel 2103'ten bu yana devlet başkanı yardımcısı olarak görev yapıyor. Elektronik mühendisi olan Canel 2003'ten beri Komünist Partisi Politbüro üyesi ve 2009-2012 yılları arasında Yüksek Eğitim Bakanı olarak görev yaptı.

Raul Castro'nun biyografisini yazan Hal Klepak, gündelik siyaseti yeni başkanın yürüteceğini, ancak ABD ile sorunlar, dış politika, ekonomi politikaları gibi önemli konularda son sözü Castro'nun söyleyeceğini ifade ediyor.

İngiliz Guardian gazetesine konuşan Komünist Partisi üyesi siyasi analist Hal Klepak, yeni devlet başkanı Diaz-Canel'in izleyeceği politikalarda önemli bir değişiklik beklenmediğini belirtiyor.

Diaz-Canel'den, sosyal politikalardan taviz vermeden piyasa ekonomisi reformlarını hayata geçirmesi bekleniyor. Devrimden sonra doğan Diaz-Canel ayrıca sivil kökenli ilk başkan olacak.

Reformlara devam mı?

Siyasi yorumcular, Raul Castro'nun başlattığı sosyal ve ekonomik reformları Diaz-Canel'in ne ölçüde devam ettireceğinin merakla gözleneceğini belirtiyor.

Raul Castro'nun başlattığı reformlarla özel sektöre daha fazla alan açıldı ve devletin elindeki topraklar çiftçilere kiralandı. ABD ile ilişkiler yumuşama dönemine girdi. Internet erişimi, cep telefonu kullanımı, seyahat özgürlüğü yaygınlaştı.

Uzun dönemli siyasi tutsaklarının sayısında büyük düşüş kaydedildi. Tutuklamaların çoğunun kısa süreliğine yapıldığı ifade ediliyor.

Dış basında, yeni seçilecek devlet başkanının Küba'daki tek parti sistemine son verebileceğine dair spekülasyonlara karşı, Küba'da resmi medyadan siyasi yorumcular son aylarda yazılarında bu spekülasyonların yersizliğine değiniyordu.

Devlet radyosu Havana Küba'nın web sitesinde, Küba Halk İktidarı Ulusal Meclisi'nin "birlik, eşitlik ve tarihsel sürecin devamı temelinde, savunulan sosyalist ilkelere sadık kalacağı" belirtildi.

Küba ekonomisinin sorunları

Küba, eğitim ve sağlıkta büyük başarı kaydediyor ve halk bu hizmetlerden ücretsiz yararlanıyor. Küba, Amerika kıtasında kişi başına düşen doktor sayısının en fazla olduğu ülke. Konut ve temel ihtiyaçlar devlet garantisi altında.

Kübalı işçilerin dörtte üçü kamu işletmelerinde çalışıyor ve ayda ortalama 30-35 dolar ücret alıyor.

Ancak Küba ekonomisi son on yılda ortalama yüzde 2,4 düzeyinde büyüdü. Reuters haber ajansına göre yetkililer, ülkenin gelişme kaydetmesi için yıllık büyüme oranının yüzde 7'lerde seyretmesi gerektiğini belirtiyor.

Altyapı ve dış yatırımlar geri düzeyde. Ayrıca ABD ile ilişkilerde Obama döneminde başlayan yumuşama, Donald Trump ile sekteye uğradı. ABD, devrim sonrasında Küba'ya sürekli bir ambargo uyguladı.

Reuters'e konuşan ABD'li Latin Amerika profesörü William Leogrande, Raul Castro'nun nasıl hatırlanacağının, ardından gelecek olan devlet başkanının onun reformlarını ne kadar ileriye taşıyacağı ve Küba ekonomisinin kaydedeceği gelişmeye bağlı olduğunu söylüyor.

BBC

Editör: TE Bilisim