Alanya merkezde bulunan Özel Elele Özel Eğitim Kurumu, önemli bir yeniliğe imza attı. 
Her engel gurubundan bireylerin eğitim ve terapi aldığı kurumda, Uzman Dil ve Konuşma Terapisti Eylül Altan hizmet vermeye başladı. Alanya'da dil, konuşma, ses ve yutma bozukluğu olan bireylerle Elele Özel Eğitim Kurumu'nda terapilere başlayan Altan, alanıyla ilgili bazı bilgiler verdi. Dil ve konuşma terapistlerinin ilgilendikleri konuları anlatan Altan, "Dil ve konuşma terapistleri, bireyin sözel yada sözel olmayan iletişim bozukluğunun tanılanması, değerlendirilmesi ve terapisini yürütür. Yutma bozuklukları, motor konuşma bozuklukları, afazi, yani halk arasında inme geçirmiş denilen kişilerin edindikleri dil konuşma bozuklukları, artikülasyon bozuklukları, dil bozukluğu, akıcı konuşma bozuklukları (kekemelik, hızlı bozuk konuşma), ikincil dil bozuklukları (otizm, down sendromu gibi) yarık damak-dudak ve ses hastalıkları, ilgilendiğimiz alanlar arasında yer alır" dedi.

YAŞ SINIRI YOK

Erken başlanan terapilerde daha hızlı yol alındığını vurgulayan Altan, bu terapilerde yaş sınırı olmadığını belirtti. Ek bir engel tanısı bulunan çocuklarda, yani ikincil dil bozukluğu vakalarında 1,5 - 2 yaşından itibaren terapilere başlamanın önemine değinen Altan, "Artikülasyon bozukluklarında 4 yaşından itibaren dil terapisi başlamalıdır. Kekemelikte de 4 yaşından sonra başlanacak terapiler uygundur. Öncelikle çocuğun belli bir bilişsel seviyeye gelmesi gerekir ki kekemelikteki yöntemleri anlayabilsin. Tabi bu noktada aileye danışmanlık vermek de çok önemlidir" diye konuştu. 
Yarık damak dudak sorunu bulunan çocuklarda terapinin daha farklı olduğunu söyleyen Altan, şöyle devam etti: "Bu bireylerde terapiler, çocuk anne karnındayken başlar. Bu durumda öncelikle anneyi bilgilendirmek gerekir. Çocuğu nasıl emzirecek, ek mamaya nasıl geçilecek, beslenme nasıl yapılacak gibi birçok bilgi anneye verilmelidir. Süreç yakından takip edilmelidir. Artikülasyon bozukluklarında en geç 4 yaşta terapilere başlamak çok önemlidir. 7 yaşı geçirmemek gerekir. 7 yaştan sonra çok geç kalınmış olabilir. Çocuğun bütün hayatını olumsuz etkileyebilecek sorunlar oluşabilir."

"ZAMAN ÇOK ÖNEMLİ"
 
Kekemelik konusuna da değinen Dil ve Konuşma Terapisti Eylül Altan, bu konuda birçok yanlış yaklaşım olabildiğini ifade etti. Altan, "Örneğin  'Çocuk otururken babası geldi bir tokat attı, çocuk kekeme oldu' diye bir söylemle karşılaşabiliyoruz. Böyle bir durum yok. Kekemeliğin sebebi hala araştırılıyor ama bulunamıyor. Psikolojik olduğuna ilişkin düşünce hala desteklenemiyor. Mesela Suriye'de savaş var, o zaman tüm çocukların kekeme olması beklenir. Ama böyle değil tabi. Yani 'korktu da böyle oldu' gibi bir cümle kurmak doğru değil" dedi. 

AİLELERE TAVSİYELER

Ailelere de bazı tavsiyelerde bulunan Altan, şunları söyledi:
"Çocuklarınızda bir aksama gördüğünüzde mutlaka bir uzmana başvurun. 'Babası da geç konuşmuştu, birşey olmaz, biraz vakit geçsin düzelir' gibi bir durum asla söz konusu değil. Mutlaka uzman desteği alın. Çocuklarımızın geleceklerinden zamanı çalmamak için ne kadar erken terapilere başlanırsa o kadar iyi ve hızlı yol alınır. Bir çocukta 6'ncı ayında 'babıldama' dediğimiz sesler yoksa, 'baba, mama' gibi sesleri çıkarmıyorsa, annesinin 'ayy prensesim benim' şeklindeki sözlerine, ki buna 'annece konuşma dili' denir, tepki vermiyorsa, iletişim kurmuyorsa bir uzmana görünmelerinde fayda var. Maalesef bizlere gelen bazı aileler doktora gittiklerini ve 'Telaşlanmayın, konuşur, kreşe gönderin' denildiğini iletiyorlar. Böyle bir durumda çocuğunuzu mutlaka bir dil konuşma terapistine götürün. Türkçe konuşmayı henüz edinememiş bir çocuk için sadece kreşe giderek dil gelişimi sağlanamaz."