İtiraf etmeliyim ki, kimi yazılara başlık atmakta zorlandığım zamanlar oluyor şimdiler de...

Bir başlık bulamamak değil bu, nasıl bir başlık  atılmalı  hassasiyeti...

Çünkü birimizi sevindiren mutlu eden bir konu,  bir başka birilerimizin  canını sıkıyor...

 Ve bir birimizi anlamamak konusunda direnmeye devam ediyoruz, inanın hepimiz...

Ve pek çoğumuz bu dünya da, neye talip olduğunu, neyi en çok istediğini bilmekte güçlük çekiyor, ve bilmek de istemiyoruz...

Bildiğimiz en çok şey, çok konuşmak...Herkes her konuda konuşuyor, fikir ve düşünce üretiyor, nasıl ve neden yapıyorlarsa...

Neden mi böyle diyorum?

Çünkü ahalinin çok fazla bir kısmı İslam adına hassasiyetleri olduğunu savunuyor, İslam adına bir şeyler yaptığını yapılması gerektiğini söylüyorlar...

Ama aslında  talip olduğu  hiç bir şey İslam değil dünya ya dair, hayata dair, ülkeye dair, şehirlere dair...

Bizim fazlaca kullandığımız bir söz "kendimizi kandırmayalım" sözü...

Kendini fazla kandırmakta Müslüman ahali, fazla önemsemek de kendini, başkalarının bulunduğu alanlar da...

Bunu benim buradan yazıyor olmam, sanki kendi  düşündüklerimi önemsiyor, manasına gelmesin ne olur,  ama kimi gerçeklerin de söylenmesi gerekmiyor mu yeri gelince?

Ne dedik? Pek çoğumuz kıyısında köşesinde dolaşıp duruyoruz Aziz İslamın,ama bir türlü gemiye binmeye cesaret edemiyor, bir çoğumuz...

Öyle değil mi?

İslamın kapısına varıp biz geldik, bak ben geldim, sana geldim, sen ne dersen unu tutmaya onu yapmaya, onunla amel etmeye geldim" diyemiyoruz...

Daha başka bir şey söyleyeyim mi? 

Çoğumuz biliyoruz, gerçekten İslam olursak, sahip olduğumuz bir çok şeyden vazgeçmemiz gerektiğini...Ondan öyle kıyıda kenarda dolaşıp duruyoruz pek çoğumuz...

Eh ben böyle bir din ile birlikte olmam demek de, çok kolay iş değil, kıvırtıp durmamız bundan, konuşup durmamız, laf üstüne laf edip durmamız da bundan...

Ondan derim hep, gelin yan yana  durup konuşalım, bir birimizi dinleyelim diye...

Yüksek sesle dersek "bakın ey İnsanlar, bakın Ey Müslümanlar, bakın ey kardeşler  Ahmetler Mehmetler Zeynepler Emineler vallahi durduğumuz yer İslam değil" ve İslamın bir ucundan tuttuğunuzu sanarak, bir yere de varabilecek değiliz...

Her şeyimiz, bütün eylemlerimiz, bütün amellerimiz ortada işte...

Çok fazla kirlenmiş siyaseti konuştuğumuz, onun  üstüne ürettiğimiz fikirler düşünceler, ettiğimiz  kavgalar kadar" İslam adına sözler edenler konuşanlar yola çıkanlar uykusunu kaçıranlar değiliz...

Oğullarımız ayrı, kızlarımız ayrı vurgun tufan yemekte bu karanlık sistem de...

Oğullarımıza kızlarımıza yazık ediyoruz, gençliğe yazık ediyoruz...

VE bizi yönettiğini sananlar da, yazık ediyorlar bu ülkeye, ve ülke ahalisine...

Aslında ne demeye çalışacaktım biliyor musunuz?

Der ki Ali Şeriati "Kişi yoksul olunca iyilikleri bile aşağılanır" bu konuda sözler etmeye çalışacaktım...

Çünkü ülke insanın ve Müslüman ahalinin çok büyük sorunu bu durum...

Yani güçlü olanlara serveti olanlara altını olanlara saygı duyulur onlar dinlenirken "sıra yoksul görünenlere gelince" iş başkalaşıyor...

Sözün en güzelini bile etse, yoksullardansa, dinlenmez...

Yani buradan bir yere gelmek isteyecektim, hem beceremedim, hem bir başka bahara kalsın diye düşündüm...

Anlayıver sen...