Saadet partisi genel başkanı Temel Karamollaoğlu  son basın toplantısında İslam ülkelerine birlik çağrısı yaptı...Aslında olması gelen bir dilek, keşke cevap verenler olsaydı bu çağrıya...Ama neden bilinmez bu çağrılara kulaklarının kapalı olduğu kralların prense denilen zalimlerin, veya Nemrut bakışlı  kimi liderlerin, mesela Sisi gibi filan...

İslam ülkesi denirken o ülkelerin ahalisi mi kast edildi, yoksa başlarındaki zalimler mi kast edildi biliyor değilim...Basın toplantısında bulunanlardan biri olsaydım "kendine sorardım" kimleri kast ediyorsunuz diye...Ama soru sorulmayınca cevabı da olmuyor işte, nasıl anlarsak öyle...

Keşke, evet keşke  bu  ve bunun gibi başka sesleri  duyanlar olsaydı İslam ülkesi denilen o ülke idarecilerden kimi idareciler...Bakın hepsi demiyorum, bari kimileri duysaydı, ama duymayacaklar, duymak istemeyecekler...Ve yıllardır hiç bir çığlığı duymadılar mazlumlara ait...Mesela Filistin halkını Irak Halkının Suriye halkının Yemen halkını, ve başka kimi ülkelerde zulüm gören başka Müslümanların feryatlarını duymadılar bu efendiler...

Duydular mı, ne zaman duydular, hangisi hangi sesi  çıkardı, hangi ülkenin mazlumlarının yanında oldular? Yazık ettiler ümmetin çocuklarına, ve yazık ettiler Muhammedi öğretiye...Hepsi çok zalim olmayı seçti, kendi halklarına bile...

Çok  açık  bilinen bir gerçek ki, İslam ülkesi dediğimiz ülkelerin başındaki adamların hemen hemen hepsi zalimlerden, ve daha başka zalimlerin de iş birlikçileri ortakları...Firavundan Nemruttan daha çok zalim ve merhametsiz çoğu bunların...

Ve hiç birinin umurunda değil Müslüman ahalinin ne hallere düştüğü...Yenilen vurgun, çekilen işkence ve açlık, yollarda denizlerin dalgaları arasında dökülüp kalmalar, yemin olsun  umurlarında değil Müslüman ahalinin başında bulunan  efendilerin...

Çok fazla zalimler...

Çok fazla utanmaz ve yalancılar...Ne kitabın dediği ne Peygamberin dediği umurunda bu rezil heriflerin...

Onların her biri  firavunlar gibi yaşamak, ve  daha çok servet edinme peşindeler...Kadınlarına hava atmak ve ben bu ahalinin Tanrısıyım gör demekteler çoğu zaman...

Evet halklar...Evet ümmetin bireyleri...Hepsi olmasa da, çoğunluğu kardeşliğinden yana ümmetin, birleşmesinden yana, bir birinin elinden kalbinden tutmadan yana...

Bir tek ekmeğini paylaşmak isteyen yüreği güzel insanlar bu ülkelerin halklarının arasında...Aziz İslamı dert edinen, ne olacak bu ümmetin hali diyenler var elbette...Hem de çok var, ama onlara da kulak veren, onları ciddiye alan yok...Garipler Mazlumlar yoksullar ve sözü geçmeyenler çoğu...

Öyleyse kime yapıldı bu çağrı diye bir soru var içimizde...Mesela bu zalimler krallar prensler Nemrut soylular bu çağrıya kulak verirler mi, verseler inandırıcı olur mu mesela...Onlar ile kurulan bir İslam birliği gerçekten İslam birliği olur mu? Onların lüks hayatlarına evlerine arabalarına  uçaklarına yatlarına, Amerikan bankaların da bulunan dünya kadar parasına bakanlar görenler, bu birliğe inanır mı, kurulmuş olsa bile?

İslam ülkelerinin, ve ahalisini yeniden iman etmeye, yeniden  İslama girmeye, ve Muhammed Mustafa ya kulak vermeye ihtiyaçları var önce....

Ve Aziz Allah'ı dinlemeye, insanı anlamaya ve insana değer vermeye ihtiyacı var önce...Birileri çekinmeden bunu söylemeli o efendilere ve ahaliye...

Kendimizi kandırmanın anlamı yok...Kabe'nin etrafını saran gök delenlerin sahipleriyle Mekkenin Medine'nin İstanbul'un Bağdatın Şam'ın, daha başka büyük şehirlerin arka sokaklarında "aç ve yoksul insanların varlığı, sonra evsiz yurtsuz insanların varlığı bilinirken" İslam birliği kolay kurulmaz, kurulsa bile inandırıcı olmaz...

Ümmet denilen toplumun yarısı sürgünde, ölümün pençesinde iken, bir yarısı yollarda denizlerde ölüme gönderilirken çok kolay değil bu iş...Önce kralların tahtları  yıkılmalı, sonra gönüllerde yer edine putlar...

Neyse....Uzun çok uzun bir konu...Biz bunları dedik anlamak isteyenler için...Anlamak istemeyenler yine kendi bildiklerini demeye devam edecekler, dediklerinin hiç bir işe yaramadığını bilseler bile...

Çok selam ile kalınız...