Biz gazetecilerin belki de en çok mücadele ettiği olaylardan biridir kaçak yapılaşma ve işgaller. Çünkü gazeteciğin temelinde kamu hakkını savunmak vardır. Adaletsizliklere karşı halkı bilgilendirmek vardır. Belki de bizim en büyük sorunumuz budur yani uygulanmayan yasalar.  Yıllardır kaçak yapılaşmaların marka şehirleri ne hale getirdiği görülmez gibi kaçak yapılar yıkılacağı yerde şimdi af geleceği açıklanıyor.

Bir insan çıkıyor kamuya ait alanı işgal ediyor, tutanaklar tutuluyor gerekli mercilere iletiliyor ya sonra ne oluyor? Sonra olan şu yıkımı yapması gerek kurumlar gerek oy kaygısı gerek ahbap çavuş ilişkilerinden dolayı o yıkımı yapmak için ihaleye girecek firma bulamadığını ifade ediyor. Her türlü aktiviteye imkan bulan bu kurumlar yıkım için gerekli araçların olmadığını ifade ederek yıkımları bir türlü gerçekleştirmiyor. Ama kimin hakkı yeniyor dersiniz?

Bir vatandaş yapacağı binayı imar kanununa göre yapıyor, diğeri kafasına göre sonra ikisi de her nedense faaliyetini sürdürüyor, peki ben burada sormak istiyorum, imar kurallarına uygun yapan vatandaşın hakkı gasp edilmiyor mu? Kamuya ait yola işgal yapanlar o yolu kimden gasp ediyor? Sonra oturup bu şehirdeki çarpık yapılaşma sorunlarını nasıl çözeriz diye toplantılar yapıp duruyoruz. Komedi filmi gibi. Kaçakları düzeltsek, yollar arazilere göre Arazi sahiplerinin siyasal ve ekonomik nüfuzuna göre ) değil ihtiyaca göre şekillense aslında sorun gayet kolay çözülebilir.

“10 METRE TAŞTI DİYE YIKMAK OLMAZ'

Gazete Habertürk’ün haberinden bu alıntıyı dikkatimi çektiği için aldım. Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, “Belediyeler kaçak yapıları yıkmadığı için yasallaştırıyoruz” diyor aslında Bir devletin otoritesi başka türlü sarsılamaz diye düşünüyorum. Onlarca yıldır devam eden bu sistemin artık değiştirilmesini ve vatandaşa adil olunmasını umuyorum. 

ALINTI

Gazete Habertürk’ten Esra Nehir’in haberine göre Çevre Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, neden böyle bir düzenlemeye gittiklerini şöyle anlattı: “Türkiye'de yaklaşık 25-26 milyon civarında bağımsız birimin yüzde 60'ının devletle ihtilaflı olduğu bir ortamdayız. İmara aykırılıklar var, işgaller var. Devletle ihtilaflı çözüm bekleyen yerler var. Mahkemelerde sürünen yerler var. Bu ülkede yüzde 60 mülk sahibi, devletle ihtilaflıysa buna bir çözüm getirmek lazım. Eğer şu an mevzuat uygulansın diyorsanız, kanun ‘hem yıkılsın hem para cezası verilsin’ diyor. Hangi belediye yapıyor peki? AK Partili belediye mi, CHP'li belediye mi? Hiçbirisi yapamıyor. İzmir'in yüzde 62'si kaçak yarın ceza yazsınlar da göreyim. İstanbul Sarıyer'in yüzde 80'i, Üsküdar'ın yüzde 75-80'i kaçak. AK Partili belediye vatandaşa ceza yazsın da göreyim. Ceza kesmiyorlar ama yıkmıyorlar da. Adamın bahçesi 10 metre taştı diye yıkmak doğru mu o da tartışılır.”

DUYARLI VATANDAŞ HER ZAMAN CEZALANDIRILIR MI?

Benzer bir durumda da vergi borçları gibi durumlarda yaşanıyor. Kimi vatandaş zamanında vergisini yatırıyor ya da SGK primlerini, kimisi de hiç yatırmıyor. Neden mi? Çünkü zaten af gelecek diyor. Gerçekten de o af geliyor ve borcunu ödemiş vatandaş deyim yerinde ise “Enayi” yerine konuluyor. Öğrenim kredileri, MTV’ler gibi birçok konuda aynı adaletsizliği bulmak mümkün.

14 Yıllık meslek hayatımda sayısız kaçak yapıyı belgeleri ile haber yaptım, kaç tanesi yıkıldı derseniz neredeyse hiçbiri belki aralarda siyasi kavgaya kurban gidip yıkılanlar olmuştur ama asıl yıkılması gerekenler hala aynı yerinde duruyor. Asgari ücretle çalışan vatandaşın maaşından her ay çatır çatır alınan vergi zenginlerden alınamıyor. Kimisi affa sığınıyor, kimisi yeni yatırım yapıp vergiden düşüyor, kimse farkında değil ama ülkeyi sigortalı çalışanlar geçindiriyor.

GECEKONDULAR BÖYLE YASALLAŞMADI MI?

Zamanında büyükşehirlere gelenler buldukları yerlere ev yaptılar. Sonra ne oldu peki? Belediye seçimlerinde hepsine tapular verildi. Benim hakkım alındı o insanlara verildi. Sizin hakkınız alındı onlara verildi. Şimdi hep beraber oturduk düşünüyoruz, “Bu çarpık kentleşmeler, trafik keşmekeşleri neden oldu” diye. Ha bir de bu gecekondu sahipleri kentsel dönüşümle zengin olmayı da ihmal etmedi. Ben kendi aileme kızıyorum zamanında bir yere gecekondu yapmamışlar yıllarca kira ödemişler.

Bu ülkede dürüstlük cezasız kalmaz.