Param var ama tüketmeye hakkım yok…

Bu sözleri söyleyen, Tema VAkfı kurucusu, Sayın Hayrettin Karaca ve Nihat Gökyiğit beydir. Doğayı kurtarmaya, erozyonu (toprak kaybını) önlemye kendilerini adayan bu değerli büyüklerimizi saygıyla selamlıyor, ellerinden de öpüyorum...

Yaptıkları çalışmalarda ve özveride bulunarak, tüm Dünya insanlarına örnek oluyorlar. Sayın Hayrettin Karaca Beyefendinin anlattığı gerçeklere biraz değinmek istiyorum.. İşte bu saygı değer insanın kendi ağzından dökülenler:
Değerli toprak, yaprak, bayrak dostu Hayrettin Karacabey…

Kırmızı süveteri delik deşik ama o mutlu... 

Sökük paltosunu umursamıyor bile...

Hani bizlerin unuttuğu, yakaları ters yüz ettirme gömlekleri yıllarca kullanıyor...

Onca parası olmasına rağmen 10 yıldır üzerine hiçbir şey almamış. 

Neden mi? Hani bizim acımadan katliam yaptığımız,  doğamızı kurtarmak için. Parası var ama tüketme hakkını kendinde görmüyor...

“Al tüket ve yok et” diyen tüm Dünya İnsanına “örnek” olduğu bu davranışından dolayı da gurur duyuyor...

Dünya’da tüm insanları doyuracak kadar da yiyecek olduğunu söyleyen sayın Hayrettin Karaca Bey, “gözü aç” olanları doyuracak hiçbir şeyin olmadığını da belirtiyor... 

Türkiye’de bir zamanlar fakirleri aç bırakmayan kültürün nasıl yok olduğunu hüzünlenerek anlatıyor. Televole kültürünün karşısında birtakım değerlerin yok olduğunu söyleyen Karaca, çocukluk günlerinin komşuyu aç bırakmayan kültürünün yeniden dirilmesiyle, açlıkla savaşılabileceğini söylemiş.

 Dünya ikiye bölünmüş artık. ”Gözü açlar, karnı açlar.  “Gözü açları doyuramayacağız. Bunları çok küçük yaşta fark ettim. Dilim,Kültürüm gidiyor! Bağımsız bir Türkiye değiliz artık. En büyük acımız geri getiremediğimiz o kültürümüzdür.” diyen Karaca, “Ben bir kasabada, varlıklı bir ailenin çocuğuydum. Ama sokakta herkes eşit şartlarda oynardı. Bende diğer çocuklar gibi yalınayak oynardım. Akşam olduğu zaman annem seslenirdi, avucuma bir kap sıcak yemek koyup, kulağıma da eğilip, komşu anneye götür” dedi. 

“Bu mesaj bana aman kimse görmesin Hayrettin” mesajıydı. Halbuki o an bizi duyacak etrafta kimse yoktu. Komşu annenin yağını, odununu kim alır kimse bilmezdi.  Savaştan çıkmış bir Türkiye’de  “Fakirim“ diyen çoktu ama “Açım” diyen yoktu...

Oradan aldım bu kültürü... Kaybolan budur, giden budur... Anadolu’yu gezerken görüyorum ki hala bu değerleri yaşatanlar var.

UTANIYORUM

Tüketim toplumunun rezalet haline geldiğini söyleyen Karaca; “Ak Merkezin önünden geçmeye utanıyorum, nedir bu ışıklar, bu rezalet. Yılbaşı demek,  “al, tüket, yok et, yaşamı mahvet’ demek. O yüzden bu yırtık kazağı gururla taşıyorum. Global ekonomi insanları kullanıyor. Ama bakın beni kullanamıyor, çünkü izin vermiyorum. 

Çok da mutluyum. “Açlıktan ölen her çocuğun katilleri vardır.” İhtiyaçtan fazla tüketenleri kınayan Karaca, ”Bugünkü tüketim iki katına çıktığı gün belki dünyada yaşam olmayacak. En büyük  tehlike gıdada” dedi.

(Devamı yarın)