Gerçekten her şeyin bir çaresi var mı yaşadığınız şehir de, ya da yaşadığınız sokakta? Mesela yoksulluğun bir çaresi var mı diyeceğim de “Sende diyorlar kimi efendiler, sen de” yazacak söyleyecek başka bir şey bulamıyor musun? 
Mesela yetimlerin karnı tok mu, ayakları çıplak değil mi sizin yaşadığınız şehir de, mahallede sokakta... Yine mesela sen bu sene kaç yoksulun evine kaç yetimin sokağına uğradın?
Uğradın mı uğramadın mı? Ya da efendi dediklerinizin mesela kentin Belediye Başkanının Kaymakamının milletvekillerini kaç yoksulun sokağında gördün kapısını çalarken gördün mü?

Kentin müftüsünü gördün mü, bir yoksulun bir yetimin yaşlı kimsesiz bir kadının evinde? Görmediysen neden isyan ediyorsun, neden bana “sende sen de” deyip duruyorsun?
Ne kadar yalan söylendiğini, bazılarının ne kadar ikiyüzlü olduğunu söylemeye çalışıyorum hepsi bu...
Yalanla iki yüzlülükle bir yer varılmaz diyorum...
Yalanın bulunduğu yerde bereket olmaz ve varsıl adamlar çok zalimler diyorum... Kentin efendileri sadece kendilerini ve kendilerini ayakta tutan diğer güçlüleri kalkındırmaya çalışıyorlar diyorum...
Yalan mı?
Sadece soruyorum 20 sene önce 30 sene önce sokağınızda var olan kuşlar nereye gittiler? Bu beton yığınları değ dimi, kuş seslerinin yok olmasına?
Hani iyi güzel komşulardık biz “şimdi ne oldu da” bu kadar uzaklaştık birbirimizden?

Ne derseniz deyin, bir daha soracağım? Müslüman bir toplumda kimileri bu kadar nasıl çok zengin ve neden çok fazla yoksul kimileri?
Öyle tuzu kuru sözler etmekle varılmıyor hiç bir yere, varılmadı da... İçi boş ve samimi olmayan vaazlar da hutbelerde çare olmuyor kimi dertlere...
Haydi, bulun çaresini... Bazıları tıka basa yerken sofrasında birkaç zeytin bulunmayan babayı teselli edin haydi... 
Biz varız kardeşim deyin yüreğiniz yetiyorsa...
Bizim dinimiz kardeşlik dini deyin, o adamın gözlerine baka baka...
Haydi deyin...
Yazılanlara söylenenler kızmak kolay da, haydi güzel birkaç söz edin sizde bana... 
İnandırın birbirimizi sevdiğimize... İnandırın komşularından açlar varken, kimilerinin gerçekten tıka basa yemediklerine...

İnandırın beni, kent ahalisinden sorumlu olanların yoksulların yetimlerin de yanında olduklarına, servet sahiplerinin yanında oldukları gibi...
Neyse...
Ömrünüze bereketler dilerim efendim...