Bir gazeteci olarak her sabah haberleri okuyarak güne başlarım. Eminim ki bir çok meslektaşım da aynı şeyi yapar ve haberleri okur. Ancak, artık içimden haber okumak dahi gelmiyor. Belki de mesleğim bu olmasa okumayacağım. 

Siz bu yazıyı okuduğunuzda "bugün", "dün" olmuş olacak. Bu nedenle yazımı bugün olarak yazacağım ama siz "dün" olarak algılarsanız sevinirim. 

Bu sabah bir bardak çay doldurdum ve haberleri okumaya başladım. Ancak günümün bütün enerjisi birkaç başlıkta yok oldu. Neden mi? İşte cevap, sizin için bu haberlerden kısa özet paylaşacağım. 

Şuanda; terörle mücadele eden, seçim arifesinde olan ve Ramazan-ı Şerif'in ilk günü heyecanını yaşayan ancak buna karşın gerek siyasette gerek sporda nefretle insanların birbirlerine hakaret tehdit yağdırdığı bir ülkede yaşamamıza gün geçtikçe daha da ayrışan bir toplum olduğumuz gerçeğini görmeliyiz. Hangi siyasi görüşte olduğunuzun bir önemi yok ancak ortak doğrumuzun bu ülke olduğu gerçeğini kabul edememiş bir yapımız var. İşsizlikten tutun ekonomik sorunlara kadar bir çok problem de ülkedeki insanların üzerindeki yükü arttırırken işte size bir sabah haber bülteni.

Samsun Valiliği 19 Mayıs'ta Fener Alayı yapılmasına izin vermemiş. Birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyulan bu zamanda 10 yıldır yapılan fener alayı coşkusunu neden iptal ettiğini ise "Valilik tarafından uygun görülmedi" şeklinde açıklamış. 

Çorum İl Sağlık Müdürlüğü, tüm birimlere gönderdiği yazı ile Ramazan ayı boyunca öğle yemeğini kaldırmış. Anayasaya dahi aykırı olan bu kural gerekçesi olduğu için oruç tutmayan ya da Müslüman olmayan insanları yok saymış. İşte size din kavgalarını tetikleyen bir karar daha. 

Devam ediyoruz haberleri okumaya, sıradaki haber ben dahil bu ülkede yaşayan insanları utandıracak bir istatistik. 

Türkiye'nin suç haritası çıkartılmış. Başlığı okuyunca iyi bir gelişme diye düşünüyordum. Çünkü suç haritası çıkarılması suçla mücadele açısından da oldukça önemlidir. Ama içeriği okuduğumda adeta şok oldum. 

Türkiye'de 2017 yılında 89 bin 725 cinsel istismar suçu işlenmiş. Bur akam yeterince acı iken içeriğinde daha can acıtıcı bilgiler de mevcut. Bu 89 bin 725 cinsel istismar suçunun 33 bin 441'i çocuklara karşı işlenmiş. Bence bu tablo terörden daha tehlikeli. Çünkü sadece 1 yılda cinsel istismar nedeniyle 39 bin 441'i çocuk, 89 bin 725 kişinin psikolojisi bozulmuş demektir. Tablo böyle iken verilen hiçbir seçim vaadi bana önemli gelmiyor. 

Gelelim, güleriz ağlanacak halimize şeklinde bir habere;

Düzce'de Ramazan-ı Şerif’in gelişini kutlamak için havaya ateş açan bir vatandaş, yanlışlıkla kendini vurmuş. Komedi filmi gibi değil mi?

Ama buradaki ince soru şu; Bu silah ruhsatlıysa, bu zihniyetteki biri bu ruhsatı nasıl aldı. Eğer silah ruhsatsız ise bireysel silahlanmada ne noktayız. 

Ben Cumhurbaşkanı adaylarından bu sorunlar ile ilgili projeler duymak istiyorum.