Sevgili Atam, ülkemiz yıllardır hiç bu kadar köşeye sıkışmamış, hiç bu kadar vatan haini de  ülkemizin göbeğinde barınmamıştı! Meğer içimizde yılan beslemişiz! Askerlerimiz, bir bir vurulup şehit olurken, bizler günlük hayatımıza sanki her şey güllük gülistanlıkmış gibi devam ediyoruz. Bayraklarımızı astık  evlerimize, terörü protesto ettik. Her bayrak bir haykırış olup, şehitlerimizi duyuruyordu. Şehit sayılarımız hemen hemen her gün yine geliyor! Gencecik aslanlarımızı kara toprağa koyuyoruz, Televizyonlar da diziler var, yas tutanlar yok, bayraklar yarıya inmiyor, çünkü şehitler seslerini duyuramıyor!

Neredeyiz, nereye gidiyoruz, inan ki bilmiyoruz? Bıraktığın Türkiye, Türkiye değil  artık Atam! İçimize ahtapot kolları  ne yazık ki girdi. Zehir zemberek saçıyorlar, sübyanlarımıza tecavüz ve taciz ediyorlar.  İmam hatip okullarında tecavüzleri duyuyoruz! Dinimizi sevdirip öğreteceklerine, pis emellerine alet ediyorlar! Binlerce kadın katlediliyor, çocuklar kayboluyor!

Türkiye’nin, istikbaline göz dikildi Atam. Her şey betonlaşıyor, Ormanlarımıza kıydılar, güzelim doğamız talan ediliyor. Çok kıymetli fabrikalar satıldı, arazilerimiz yapancılara satıldı, hatta Gebze’deki  askeri fabrikamızın bile 25 yıllığına kiraya verildiği söyleniyor!

Ülkemizin içinde bulunduğu bu son ekonomik kriz halkımıza da zor günler yaşatıyor! Eminim senin ruhunu da huzursuz ediyordur. Dağlarda terörist kovalayan Türk askeri kış, yaz hava şartlarıyla da mücadele ediyor!  Türkiye’de gündem dolu dizgin. Bugün söylenen yarın değişiyor!

PKK,YPG  hiç boş durmuyor, şimdi de Münbiç’te, ABD sayesinde bitleri kanlandı! Silahlar ve teçhizatlar ABD’den, neyin hazırlığı bu? Görünen köy kılavuz  ister mi?

Amerika iki üç kelime ile Türk halkını kandırıyor. Bize yeni yeni olaylarla  oyalama taktiği var! Çaresizlikler treni yol alıyor, olur olmaz istasyonlarda konaklıyor, yolcular alıyor, nereye ve neden gittiklerini bilen yok. Atam, sana kabul ettiremedikleri her şeyi yavaş yavaş kabullenmeye başladık.  İnsanlar ürkütülüyor, sindirilmeye çalışılıyor, bizim içimize ne girdi dersin Atam?

Bizler bu değiliz sevgili Atam. Seni yine içimizi çekerek anıyoruz. İçimizi acıtanlar o kadar çoğaldı ki, artık acıtmakla kalmıyorlar, tırmalıyorlar, kanatıyorlar Atam, Amerika’nın Orta Doğu Projesi ilerliyor, binlerce insanı acımadan katleden İsrail, artık kana  doymuyor, durmadan katliamlara devam ediyor. Bu Amerika’nın  adım adım ilerlemesini hissetmemek mümkün değil! Ama her nedense hissedenler, istasyonlarda kara treni bekliyor. Biz bu değildik sevgili Atam, biz bu değildik. Bize ne oldu dersiniz? Bu sorunun cevabı da, trenin son İstasyonun da belli olacak her halde!