23 Aralık 2003 tarihinde  Alanya’da yayınlanan yazımda, “Bakalım Gelecek Sefere Nereden Günaydın Diyecekler” “Good Morning Bağdat” başlıklı bir yazı yazmıştım. Bugün savaş çığlıkları ile dans etmeye başlayan ABD Başkanı, Irak’taki askerlerinin zevk için insan öldürmelerine tanık oluyor. Tüm dünyaya da devrik başkan Saddam’ın nükleer silahlar ürettiğini yaymıştı. Sonuç olarak da, bu silahların olmadığını, yanıldıklarını açıkladı. Halen katliamların yapıldığı Irak da darmadağın oldu. Amerika kısmen de olsa savaş zevkini tatmin etti. Büyük Amerika artık, savaş uzmanı ve de aynı zamanda “doğayı” en çok kirleten ülkelerin başında geliyor. İran da uyguladığı rejim ve nükleer enerji konusunda da sütten çıkmış ak kaşık değil ama çözümler hep savaş olmamalı. İnsanlar savaşı sevmiyor, savaş, acı, elem, yokluk ve insanlık dışı şiddetler içeriyor. İran gövde gösterisi yapmaya, açıkça meydan okumalara başladı. Nükleer silah depolaması da suç ama çözüm daha medenice yaptırımlar uygulanması ile de gerçekleşebilir. Suriye de ki BAHAR henüz tam olgunlaşmadı ama ABD, İsrail için bunu da başarır. Irak’taki katliamları orada da yaptı!. Mısır hala kan kokuyor, spor karşılaşmalarına bile kan bulaştı. Gelişmiş ülkeler, ellerindeki silah stoklarını elden çıkarmak için, bazı ülkelerde teröristleri besleyip silahlarını eritmektedirler (PKK’yı destekledikleri gibi). Teknoloji hızla ilerlediği için yeni geliştirilmiş silahlarını kullanabilecekleri ülkelere ihtiyaç duyuyorlar. Irak savaşında kana doymayan ABD, ARAP BAHARLARININ, BAHARINI yaşamaya çalışsa da, bir ülkede Rusya'dan çekinmese tökezleyeceğinden çekinmese, bombaları İran’ın da, Suriye'nin de tepesine indirecek. 

ABD füze kalkanlarını Türkiye’ye konuşlandırdı, halkımız karşı da çıksa yerleşti. Farkında mıyız, “Müslümanız” diye övünüyoruz ama Müslümanların ölümüne de göz yumuyoruz. Irak da hala kan akıyor, duyan var mı acaba? 

Yine heyecanlı bekleyişlerimiz, yine korkularımız olacak. Bu korkularımıza yeni bir korku daha eklendi, radara yakalanmayan “füzeler.” Allah insanlara öyle çok akıl vermiş ama insanoğlu kendi geleceğini kendi yok etmek için son derece hızlı çalışmalar yapmaktan çekinmiyor, adeta dünyayı yerle bir etmek için yarışıyorlar. İnsanlar gelecekleri için planlar yapıyorlar, çoluk çocuklarının istikbalini hazırlayıp, onları sağ, salim yetiştirmek, topluma faydalı, hayırlı olmalarını sağlamaya çalışıyorlar. Tüm bu çabalara karşı, Dünyaya “nükleer” silahlarla hükmetmeye çalışan İran maalesef Amerika’nın savaş senaryosunun başkahramanı olma yoluna girmeye başladı bile.  

Bir zamanlar, Amerikalı bir yazar, Rusyalı yazarla ülkelerinin güçleri hakkında sohbet ediyorlarmış. Amerikalı yazar; “Biz dünyayı 24 defa yerle bir edecek güce sahibiz” demiş. Rus yazar ise “Biz 25 defa dünyayı yerle bir ederiz” demiş. Onları dinleyen bir başka yazar ise, gülümseyerek, “1 defası dünyayı yerle bir ettiğine göre diğerleri ne ve kim için yapılacak?” diye sormuş.  Bu güç gösterme olaylarının, medeniyetle ilgisi olduğuna inanmak mümkün müdür? Doğadaki yaşayan tüm canlılar bunu hak etmiyor. Doğayı kirleten insanlar, zaten dünyanın kaderini belirlemeye başladılar bile. Ozon tabakasındaki delinme nedeniyle, kutuplardaki erimeyi hızlandırdığı için önümüzdeki birkaç sene sonra doğal felaketlerin artacağını söyleyen bilim adamlarını dikkate almayan ABD, ve İran çevre ve doğa dostu olan insanlara bu katliamları yapmak için neden çaba harcıyorlar? İran Müslüman bir ülke olmasına rağmen, aynı Amerika gibi davranıyor. İnsan oğluna ve tüm dünyaya karşı bu tehlikeli silahları, füzeleri kullanmakla tehdit ediyor. Bu tehlikeli kanlı savaş oyunları da Suriyeli 4 Milyon insanı sırtımıza kambur yaptı,bir de ekonomik kriz Allah sonumuzu hayra getirsin!