Müftü Topal, seminere katılan velilere, engelli çocukları olduğu için asla isyan etmemeleri gerektiğini belirterek, bu durumun herkesin başına gelebileceğinin altını çizdi. Topal, "Henüz 9 aylıkken yüzüme dökülen kaynar su neticesinde yandım. Yani ben de engelliyim aslında. Ama mutluyum. Bu durum beni hiçbir zaman olumsuz etkilemedi. Çünkü herşey bizim için. İçinde bulunduğumuz durumu kabul eder, sabırlı olursak Allah'a yaklaşmış oluruz. Rabbimizin çok kıymet verdiği insanlardan oluruz" dedi. Dünya hayatının sınırlı olduğuna vurgu yapan Müftü Topal, ailelere şu tavsiyelerde bulundu: "Asıl olan sonsuz hayattır, ahirettir. İçinde bulunduğumuz duruma razı olmazsak, isyan edersek gerçek olan hayatı kaybedebiliriz. Bu nedenle derdimizde de mutluluk arayarak sonsuz hayatta mutlu olma şansını yakalayabiliriz."

"HER BİREY DEĞERLİDİR"

Kurum psikoloğu Gamze Nur Palta ise, engelli bir çocuğa sahip olan ailelerin, çocuklarının durumunu ne kadar çabuk kabul ederlerse o kadar hızlı yol alınabileceğini belirtti. Engelli bireyle ilgili erken teşhis ve erken eğitimin önemine dikkat çeken Palta, "Çocuğunuzun engel durumuyla ilgili mutlaka bilgi sahibi olun. Duygularınızı aile üyeleriyle paylaşın. Olumlu bakış açınızı hiçbir zaman kaybetmeyin. Çocuğunuzun eğitim sürecine mutlaka katılın. Her bireyin kendine has özellikleri ile değerli olduğuna mutlaka inanın" diye konuştu. Kurumda görev yapan Psikolojik Danışman ve Rehber Öğretmen İlhami Güven de, ailelerin çocuklarıyla geçirecekleri vakitlerin önemini anlattı. Güven, "Her fırsatta sosyal ortamlarda birlikte olmaya çalışın. Birlikte alışveriş yapın, misafirliğe gidin. Evinize, imkanlarınız doğrultusunda misafir davet edin. Engel durumu elveriyorsa, evdeki günlük işlere yardımcı olmasını sağlayın. En önemlisi, tüm bunları yaparken sabırlı olun ve inancınızı kaybetmeyin" dedi.