En çok kendime öfkeliyim ve sonra şu çok konuşup duran siyaset adamlarına… Ve yine çok fazla dinden söz edenlere… İçimde bir çığlık “yapmayın arkadaş, gerek yok bu kadar gürültü yapmaya” Tanrı da biliyor ki samimi değilsiniz çoğunuz…

Kalbinizde insan taşımıyorsunuz ve beceremediniz çoğunuz insanı sevmeyi… Kalbinizde yoksullara yetimlere yer yok… Kuşlara yer yok kalbiniz de, sadece yüksek sesle konuşuyorsunuz diyesi geliyor insanın…

Ama sevdiniz varsıl adamları servet sahiplerini iş sahiplerini, otel sahiplerini, hem de çok sevdiniz..

Bugün üçüncü gün...

Evimin perdelerini açmıyorum... Bilerek ve gerçekten açmıyorum...

Ne ışık girsin istiyorum içeri, ne bir ses…

Sonra onlarca soru dilimin ucunda kime sorasın, cevabı kimde var… Daha üç beş sene önce Fetö ile yoldaş olanlar “yeter artık dön, bitsin bu hasret” diyenler fetö silahı ile insanları korkutuyorlar… Utanmadan sıkılmadan sandıkların başına gelip yerleştiğini söylüyorlar…

Tamam, da arkadaş onları görevli yazan kim?

Yaptığınızın utanmazlıktan başka bir adı var mı?

Evet yazalım söyleyelim,hem siyaset adına hem din adına söylem çoğaltanlar asla samimi değiller..

Her ikisi de, rahatsız edici, yaptıklarıyla söyledikleriyle…

Onları duymamak için daha karanlık olsun istiyorum evin içi...

Durmadan aydınlıktan, halkı sevmekten vatanı sevmekten Tanrıyı sevmekten söz edenlerin sesini duymak istemiyorum...

Biliyorum artık güneş ışığı değil giren içeri...

İster dinden söz etsinler, ister Tanrının bir olduğunu söylemeye geldik desinler...

İsterse sizin başınıza "ben Melik olmalıyım" diyenler olsun...

Yalancı...

İkiyüzlü…

Çıkarcı...

Ve birbirine küfür edenler...

Ukalalık ise ukalalık...

Hiç birinden öğreneceğim bir şey yok...

Uzaklardan söz edecekler gerek bana...

Yani merhametten, yani düşenlerin elinden tutup kaldırmakta, yani evsizlere ev, ekmeksizlere ekmek olmaktan söz edenler gerek…

Bana yeni bir şey öğretecekler gerek...

Sözün de yalan olmayan...

İmanında yalan olmayan...

Hayatı gerçek...

Sözü gerçek...

İnandığı Tanrı gerçek...

Aşkı gerçek...

Şiiri gerçek...

Kalemi gerçek, her daim doğru yazan, doğru sözlü olan…

Dostluğu gerçek...

Kalbi gerçek ve eli, eli gerçek olanlar tutmalı insanı...

Elleriniz yalancı bayım...

Sizinde hanım efendi...

Elleriniz insan eli değil...

Böyle bakmaz Tanrıya iman eden bir göz...

Gözleriniz yalancı bayım...

Ödünç bile kimseye bir şey vermeye yanaşmıyorsunuz...

Yediğiniz simidi paylaşmak aklından geçmiyor...

Sokağınıza geri çekilin...

Yemin törenlerimizi yalnız yapmak istiyoruz...

Ölürsek, ölüm törenlerimizi de...

Kitaplarınızı...

Sözlerinizi...

Şiirlerinizi...

Dininizi,

Kendinizi ve yalancı Tanrılarınızı alın geri çekilin...