Yeni bir ümit, yeni bir heyecan, yeni bir bekleyişle geçtim televizyonun karşısına. Bu akşam güzel haberler duymak beklentisi bendeki bekleyiş. Sadece şimdi olmuyor ki…Yıllar oldu bekliyorum! Bu bende kronik bir vaka haline geldi. Ama heyhat, dünden farklı bir şey yok! Olsun, ben yine de bekleyeceğim usanmadan, bıkmadan…Kararlıyım, azimliyim…Elbet vuslat gerçekleşecek bir gün!
          Gazete sayfalarını da aynı heyecanla karıştırırım her gün. Galiba beklentim benim okuduğum gazetelerde gerçekleşmeyecek. Çok ciddiyetle,  inceleyerek ve araştırarak yazıyorlar yazılarını. Bu kadar gerçekçi olmasalar ne oludu sanki! Kuşkuya kapılıyorum. Yoksa, iktidar nimetlerinden faydalanamadıkları için mi böyle yapıyorlar? Paranoyak oluyorum galiba!
          Bekleyişlerim bir duaya dönüşüyor dudaklarımda:
          ALLAH’IM!
          Sen bizim aklımıza mukayyet ol! Bizi çıldırmaktan koru! Hayallerimizi yok etme, her daim böyle güzel hayallerle yaşamayı nasip eyle! Bizleri hayallerden yoksun bırakma!
          Halkını düşünen ve gerçekten seven yöneticiler nasip eyle bizlere: Halkını saraylarda yaşatmayı şiar edinmiş, her türlü nimeti ona sunmayı ibadet kabul etmiş, itibar olarak benimsemiş yöneticiler olsun!
          Hakka, hukuka riayet eden; adaletli, dirayetli, demokrasiye bağlı; güçlendirilmiş parlamenter sistemden yana, kuvvetler ayrılığına inanan,
          Yoksulun hakkını yutan gırtlağı sıkan,
          EYT mağdurlarının sorunlarını çözen, 3600 ek göstergeyi çıkaran, çalışanların sosyal güvencelerini teminat altına alan, “Emek kutsaldır.” düşüncesini benimseyen, sosyal refahı toplum katmanları arasında adil paylaştıran, mutlu insanların yaşadığı bir ülke hedefleyen; emeklileri, dar gelirlileri kredi batağından çıkarmak için çözüm üreten,
          Komşularımızla barış içerisinde yaşamayı hayata geçirmek için gerekli diplomatik projeleri olan, iç ve dış güvenliği sağlayan politikaları uygulayan; komşularının da toprak bütünlüğüne önem veren;
          Cumhuriyet değerlerine bağlı; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olduğunu bilen; Meclis’te halkın tümüyle temsil edilmesini sağlayan bir demokratik yapıyı hayata geçirmeyi amaç edinen;
          Yüce dinimizi siyaset üstü kabul edip din tacirlerinin elinde kirletilmesine, yozlaştırılmasına, halkı kandırma ve söğüşleme vasıtası olarak kullanılmamasına göz yummayan;
          Dinci ile dindarı ayırabilen; Hz. Ömer adaletine ve ferasetine sahip yöneticiler nasip eyle bizlere!
          Amin!