Hani kimi büyükler bir şey anlatırken "iyi günlerde değiliz" diye başlarlar ya, aslında iyi  günlerde değiliz ülke olarak, ve ülke insanı olarak...

Bazıları çok fazla umut aşılamaya çalışıyorlarsa da, her şey ortada...

Ve ülkemiz büyük bir savaşın ortasında, kimilerinin memnun olduğu, başka kimilerini "bu ülke bu savaşları kaybetmeli" dediği  bir savaş....

Ve yeryüzü kafirlerinin emperyalizmin de, aynı şekilde Türkiye kaybetmeli dedikleri büyük bir savaşın ortasında ülke...

Bazı siyasilerin beklentileri olduğunu söyleyenler de, var bu savaşlardan...

Böyle çıkar beklentisi olanlar varsa, ayıp ediyorlar ülkeye karşı insana karşı...

Utanmazlıktır böyle bir beklenti içinde olmak, eğer varsa...

 

Fazla fırtınalı günler kardeşlerim, pek anlaşılır gibi değil olanlar...

Ve kimlerin hangi hesabın içinde olduğunu söylemek de çok mümkün değil...

Biliyoruz dersek, öylesine atmış oluruz, öylesine kandırmaya çalışmış oluruz bir birimizi...

Çünkü büyük yalan peşinde olduğu anlaşılır insanın...

Bazı şeyleri anlamak gerçekten mümkün değil şimdilerde....

Bazı kurumları bazı kişileri bazı partileri de öyle...

Mesela bilen var mı, saadet partisi ne yapmaya, ne söylemeye çalışıyor sizce ? 

Neyin Peşinde?

Evet aynen öyle, ülkenin içinde bulunduğu savaşı kaybetmesini isteyen pek çok kişi var aramızda....

Ülke teröre veya Amerika ya yenilse, kaybetse için için sevinecek kişi var...

Fazla iki yüzlüler...

Kimisi siyasi, kimisi akademisyen, kimisi din adına ahkam kesen adamlar...

Kimi cemaatler, kimi guruplar ve onların liderleri, pek çoğu  ülke yenilsin ki, kendileri  haklı çıksın istiyorlar...

Ne demişti  Eren Erdem milletvekili olmadan çok önceleri? Türkiye ile İran savaşa girse ben İran'ının yanında yer alırım, zira Türkiye de demokrasi ve özgürlük yok, şeriatçılar iş başında...

Şeriatçı ne demekse?

Dinin kurallarına tahammül edemeyen insanlar şeriat mı ister, yalan işte...

Dine sahip olamayan bir toplumun  şeriat demesi mümkün mü? Şeriatın ne olduğunu, doğru anlayan kaç kişi vardır mesela?

Hele Müslüman olmayı bir becerelim önce....

Ötesini konuşuruz vakti gelince, bu vakitler ileri geri konuşma, vakti değil...

Neyse demek istediğime gelince...

İşte böyle vakitlerde iyi dostları olmalı insanın, iyi dostlar edinmelisin kendine mesela...

Yol arkadaşlığından  öte, iş arkadaşlığından  öte, öylesine muhabbet ettiğin kişilerden  öte....

Dostları olmalı insanın, insanı incitmeyen, insanı kırmayan, insanı asla harcamayan ve satmayan, hiç bir menfaat karşılığı...

Gerçekten yanında olan, gerçekten seninle olan, olur gibi yapmayan, olan...

Bizde öyle olmalıyız, dost görünmekten öteye, dost olmalıyız dost edindiklerimize...

Onları asla incitecek davranışlarda bulunmamalıyız, onlar da bize...

Mesela Hazreti Ebu Bekir aziz Peygamberin yol arkadaşından öteye dostuydu...

Onun incinmesine gönlünün kırılmasına razı olmayan, ve her daim onu tasdik eden...

Miraç hadisesinde ne demişti "o söylüyorsa doğrudur" dost olmak ve inanmak...

Size inanan dostlar edinin, sizde onlara inanın ama...

Üzmeyin onları, çünkü onların sayısı çok azdır, öyle herkes dost olamaz insana...

Bu gün de böyle hatırlatmalar yapalım dedik...

Siyaset üstüne yazıp söylemekten daha iyi değil mi? Ya da din üstüne yazıp söylemekten...

Her biri çok yalancılar biliyor musunuz, çok iki yüzlüler...

Demeyelim ötesini...

Ötesini başka zaman konuşalım gerekirse...

Hoşça kal kardeşim...

İyilik içinde kal...

Allah'tan seni kandırmayacak dostlar iste...

Sen de öyle dostlardan ol ama...