Hayat çok enteresan, gün gelir güzel dostluklar kurulur, gün gelir, dostluk dönüşür. Büyüklerimiz der ki, "İnsan ne ekerse, onu biçer.” 

Evet Müslüman bir ülkede yaşıyoruz, dinimize saygılıyız, Allah'tan korkarız, korkmayanları da, görür hissederiz. Şahitlik gerçekten çok önemlidir. Bir insan birilerine yaranmak, onun günahlarını örtmek, yaranmak için yalan söylerse, er veya geç bedelini de ödemek zorunda kalır. Hiç bir kötülük karşılıksız kalmaz ve er geç ektiklerini de biçer. 

Sizlerle paylaşmak istediğim eski bir hikaye var. Bunu yıllar önce Ankara'da duymuştum. Bir zamanlar Ankara’nın ilçelerinden birine bağlı, köylerinden birinde, iki çok samimi arkadaş yaşarmış. Bu iki köy delikanlısının içtikleri su bile ayrı değilmiş. 

Günün birinde ikisi tarlada çalışırken, aniden aralarında tartışmaya başlamışlar. Birbirlerine vurup yere yuvarlanmışlar. Üstte kalan yere yıktığı arkadaşına, "Şimdi seni ellerimle boğacağım, seni benim öldürdüğümü ne gören ne de duyan olacak" demiş. 

Arkadaşı ise; gözleri yaşlı, zar zor aldığı nefesle, "Sen öyle zannet, bak şurada dönen dikene, gün gelecek, bu burgacın dikeni benim şahitliğimi yapacak" diyerek son nefesini vermiş.

Günler, aylar, seneler geçip gitmiş. Kimse katili bulamamış, en iyi arkadaşa da konduramamış, arkadaşını öldürüp, onun cenazesinde de çok ağlayıp, sızlandığından, onun üzüntüsüne ortak olup teskin etmeye çalışmışlar.

Arkadaş katili ise zaman zaman burgacın dikenini her gördüğünde içinden ince bir sızı duymaya başlamış. (Bu dikenler genelde her yerde karşımıza çıkar, sonbaharda ise dikenler kuruyup hürriyeti seçer, rüzgarın da tesiriyle uçuşur ve dağılırlar. Kırlarda, otluk alanlarda, şehirler arası yolların kenarlarında,sarı yeşil karışımı yıldız şeklindeki bu dikeni çoğumuz tanırız.

Yine böyle bir sonbahar gününde köy kahvesinde oturmuş, çayını yudumlarken, aniden çıkan rüzgarın etkisi ile burgacın dikenleri dönmeye başlamış, döne döne bu arkadaş katilinin ayaklarının dibine kadar yaklaşmışlar. Bu dikenleri seyreden arkadaş katili, dikenlerin dönme hızlarını seyrederken, gayri ihtiyari yavaş yavaş bu dikenlerle konuşmaya başlamış;

- Ben seni "Öldürürken" de sen;

- Bir gün bu burgacın dikeni bana şahitlik yapacak, senin benim katilim olduğunu herkes duyacak, demiştin. Hani? Kim duydu? Burgacın dikeninden hiç, şahit olur mu?

Bu sözler üzerine kahvede oturanların hepsi birden irkilir, demek ki en iyi arkadaşının katili sendin diyerek yakalayıp, Jandarmaya teslim ederler. Bunun gibi belki de binlerce gerçek ya da rivayet hikayeler var duyarız, birbirimize anlatırız. Hiçbir suç cezasız kalmaz. Bilerek yapılan veya işlenen suçların hesabı er geç adalet önünde sorulur.