İnsanoğlu  yirmi birinci yüzyılın yeniliklerini tattıkça daha uygar bir düzeye gelmesi gerekirken, şiddet her yerde  kendini hissettirir oldu.  Gün geçtikçe şiddeti daha çok duyar olduk. Hayvanların yardımı bir çok  yer de aranır oldu. Biz insanlar arasında, arada sırada kullanılan bir yakıştırma vardır. Genelde çok sinirlenenler kullanır, hoş bir deyim olmasa da, “senin  yaptığını  hayvan yapmaz” ya da “hayvan dikkat etsene”, bunu yazmak bile bana zor geliyor.

Günümüzde ise  insanların işlediği suçları, hayvanların yardımıyla çözüyoruz. ”Esrar, eroin” işi yapan “uyuşturucu tacirlerinin korkulu rüyasıdır köpekler.  Polis eğitiminden geçen çok başarılı köpekler vardır. Biz insanlar için polislerimizle birlikte ya da Jandarmalarımızla birlikte görev yapan bu köpekler oldukça başarılılar.

Hayvanları küçük gören bizler, onların yardımına ihtiyaç duyuyoruz. 

Biz  insanoğluna neler oluyor?

Hanımını sokak ortasında 28 yerinden bıçaklayarak öldürmeye teşebbüs edenleri görmezden gelemeyiz. Hemen hemen her gün bir kadın öldürülüyor! Töre yüzünden gencecik kızları öldüren babalar, kardeşleri de görmezden gelemeyiz.

Yaşam günümüz şartlarında elbette kolay değil ama hepimiz çektiğimiz sıkıntıların bir gün biteceğini biliyoruz. Atalarımız yaşam için şu üç günlük dünya  demişler, gerçekte öyle değil midir? Bebeklik dönemi, gençlik dönemi, yaşlılık dönemi, bir bakarız ki  yıllar eriyip gitmiş. Nerede o eski günler, diyerek ahlar, vahlar derken, eriyip gitmişiz!

Türkiye gelişip büyümek zorundadır. Bu  büyümede de bir takım değerlerimizi, örf ve adetlerimizi yitirmeyelim. Gelişme üretimle olur, maalesef beton yığınları karın doyurmuyor. ülke halkının ihtiyaçlarını üreterek karşılarsak, refah mutluluk ve huzur olur. Dışarıdan alınan her şey ülkemize yük getirir ve bedeli ağır olur.

Oldukça genç bir nüfusumuz var, bu gençliği iyi idare etmek, onları topluma faydalı olarak yetiştirmek, hiç de kolay değildir. İnsanlara iş, aş imkanı vermek zorundayız. Pazar yerinde cebimdeki cüzdanı çarptılar, üzüldüm tabi ki ama bu ekonomik zorlukların önüne geçemezsek bu hırsızlıkları daha sık görebiliriz!

Yazık ki bazı değerlerimizi yitirdik. Duyarsızlık  hiç bir fayda getirmez. Akdeniz narenciye konusunda başı çekiyor. Ne yazık ki meyve suları çoğunlukla  yurt dışından geliyor! Neden? Alanya ve Gazipaşa’da portakal, limon, mandalina, muz bahçeleri var.

Bu üreticiler desteklense ve iki ilçenin arasına meyve suyu fabrikası kurulsa hem insanlara iş kapısı hem de  milli olması  çok güzel olurdu.

Akdeniz’in bereketli toprakları var, unutmayalım ki ülkemizin her metre karesi bereketlidir.

Tüm bunları ülkemiz hak ediyor, üretim, üretim mutlaka üretim demekten kendimi alamıyorum.