Sevgili Atam, ülkemiz yıllardır hiç bu kadar köşeye sıkışmamış, hiç bu kadar vatan haini de ülkemizin göbeğinde barınmamıştı!

Askerlerimiz bir bir vurulup şehit olurken, bizler günlük hayatımıza sanki her şey güllük gülistanlıkmış gibi devam ediyorduk. Bayraklarımızı astık evlerimize, terörü protesto etmiştik. Her bayrak bir haykırış olup, “Şehitlerimizi duyuruyordu.

Neredeyiz, nereye gidiyoruz? İnan ki bilmiyoruz.  Bıraktığın Türkiye, Türkiye değil artık Atam! İçimize ahtapot kolları girdi Atam, ne yazık ki girdiler.

 Zehir zemberek saçıyorlar, her gün yeni yeni açıklamalar, yeni fitneler, yeni iftiralarla gelişen büyüyen Türkiye’nin, istikbaline göz dikildi Atam!

Amerika’dan canlı yayınlarla hahamlara (Ne olduğu belli olmayan kaçaklara) bağlanıp, devletimizin çeşitli makamlarında görev yapmış insanları su gibi harcar olduk.Ülkemizin içinde bulunduğu bu son buhran, eminim senin ruhunu da huzursuz ediyordur. Bizleri bölmeye yönelik çalışmalara hız verildi. Dağlardaki teröristlerin yandaş eşleri Büyük Millet Meclisi’nde hakkımızı yiyorlar. Aldıkları maaşların her kuruşu haram olsun! Türkiye’de  artık her kesimden insanlar paketleniyor. Amerikan paket sistemi bir başka işliyor artık Türkiye’de. 

Türkiye bu değildi, böyle oyalanacak bir ülke hiç değildi. Terör elebaşlarıyla oyalanacak bir ülke ise hiç değildir. Ülkemizi , yani bizleri oyalıyorlar. Dağlarda terörist kovalayan Türk Askeri şimdide zorlu kış şartlarıyla mücadele edecek. Kar ve buzla mücadele edecek, açıkçası hep zaman kazandırılıyor. Peki, kime, niyet ne ? Türkiye’de gündem dolu dizgin. Her nedense PKK bu ara uykuya yattı. Nasıl olsa gündem dolu. Günlerimiz ya terörle ya da ekonomik krizle geçiyor.

Amerika iki üç kelime ile Türk halkını kandırıyor.  Bizi yeni  yeni olaylarla oyalama taktiği var Atam.

Çaresizlikler treni yol alıyor, olur olmaz istasyonlarda konaklıyor, yolcular alıyor, nereye ve neden gittiklerini bilen yok, Amerikan ve Avrupa rüyası gerçekleşiyor . Atam, sana kabul ettiremedikleri her şeyi yavaş  yavaş kabullenmeye başladık . İnsanlar ürkütülüyor, sindirilmeye çalışılıyor, bizim içimize ne girdi dersin Atam.

Bizler bu değiliz sevgili Atam. Ölümünün üstünden yıllar geçti, neredeyse kemiklerini çıkarıp yargılayacaklar Atam. Tehlikedeyiz sevgili Atam, tehlikedeyiz. Seni yine içimizi çekerek anıyoruz. İçimizi acıtanlar o kadar çoğaldı ki, artık acıtmakla kalmıyorlar, tırmalıyorlar, kanatıyorlar Atam. Amerika’nın Orta Doğu Projesi ilerliyor, binlerce insanı acımadan katleden İsrail, artık Müslüman kanına doymuyor, durmadan katliamlara devam ediyor. Bu Amerikan ve Avrupa rüyasının adım adım ilerlemesini hissetmemek mümkün değil ama her nedense hissedenler, istasyonlarda kara treni bekliyor. 

Biz bu değildik, sevgili Atam biz bu değildik. Bize ne oldu dersiniz? Bu sorunun cevabı da, trenin son durağında belli olacak herhalde .