Sabah kalkar, bitmeyen işlerine şöyle bir bakar.

Gazeteleri, sosyal medyayı karıştırır.

Ekonomi ile ilgili olanları dikkatlice okur.

Hakkın rahmetine kavuşmuş bir ağabeyimizin bir lafı vardı.

‘’Yalan olduğunu bildiğim iltifatlar dahi hoşuma gider’’ derdi.

Umutlanmaya çalışır, okuduklarından, duyduklarından, inanmasa dahi.

Nerden başlayayım, hangi mesele ile ilgileneyim derken,

Gelen bir telefon, bir merhaba ile güne başlar.

Sanki her günü balta girmemiş ormandaki bir macera gibidir.

****

Yıllarca sadık müşterilerim var, yaptığım hizmeti takdir ediyorlar derken,

Bir bakar başka ilişki ağları ile örülmüş sistemde, birer birer yok olmuşlar.

Yıllardır emek verdim, ne oldu da yok oldu, bunlar derken,

Kafa yorunca görür,

Kaybolanların, kendini ait hissettiği bir cemiyetin üyeleri ile ticaretlerine devam ettiğini.

Meselelere vakıf oldukça,

Şehrin sosyal ve ticaret hayatının kaç parçadan oluştuğunu öğrenir.

Bu meselenin bir tarafı.

****

Sektöründe işine yatırım yapar, hatta birazda kurumlaşayım der,

Büyümeye kalkar.

Çok vakit geçmeden gözden akıllı bir takım kişiler,

Olmayan işyeri standartlarını da fırsat bilip,

Her köşe başına küçük, düşük fiyat endeksli,

Kalite ve hizmetle ilgili hassasiyeti olmayan sürü işyeri açarlar.

Bunların kendilerine de faydası olmadığı gibi,

Bir süre sonra, diğer iş yerlerinin ocağına da incir ağacı dikerler. 

Efendim serbest piyasa,

Çok doğru,  velâkin serbest piyasa girişimci özgürlüğünü ifade eder,

Ama aklına gelenin isteği işi yapmasını ifade etmez.

Çünkü serbest piyasa kuralları,

Ticaret hayatını düzenleyen bir takım standartları da içerir.

Örneğin, aklına gelen bir otomobil alıp taksicilik yapabilir mi?

Cevabını hepimiz biliyoruz.

****

Bu da yetmez.

Aklı başında sektörüne yıllarca hizmet etmiş firmalar,

Odasına, sektörsel birliklerine, devletine, belediyesine olan ciddi yükümlülüklerle boğuşur.

Ama bir bakar ne olduğu belirsiz, bir sürü kişide kayıtsız küreksiz işler yaparak,

Haksız rekabet koşullarında imkân sahibi olurlar.

İşleri biraz daha azalır.

****

Bittimi, hayır.

Küresel sermeyenin firmaları sokaklarımızda cirit atar,

Her malı satar, aklına göre indirimler düzenleyerek maliyetine satışlar yapar.

Bölgemizin yerel firmaları onlarla önce biraz rekabet yapmak ister ama ne fayda,

Elindekini, avucundakini bitirir.

Sahip olduğu birtakım birikimlerini satmak zorunda kalır.

Yine olmaz. Uğraşılırımı, büyük sermaye ile.

Bir gün gelir, yıllarca emek verdiği işyerini kapatmaktan başka çaresi kalmaz.

Pes mi etti hayır.

****

Hikâye burada bitmez.

 Yıllarca verdikleri emeği, bilgiyi, birikimlerini bir tarafa iter.

Yine ekmek parasının peşine düşer.

Geleceklerini tarım sektörüne ararlar.

 Doğaya verirler kendilerini,

Paganizmin nimetlerinden faydalanmanın yollarını ararlar.

Bittimi hayır.