Elini ver gökyüzü...
Ver elini, al götür beni nereye istersen... İster içine al, ister sakla bulutların arasında...Yedi kat göğüne çek istersen
Yağmur et, kar boran et istersen...
Tut elimden götür beni, ama bırakma elimi götürürken...
Çünkü buralar tuttuğu eli bırakanlar ile dolu, buralar elimi tut deyip de, insanı yarı yolda, sokakta bırakanlar ile dolu...
Yeryüzüne sığmaz oldum... 
Sığamaz oldum...
Sığınacak bir yer bulsam bile...
Hayır, buralar sana göre değil, diyorlar... Günahlarını yüzüne vuruyorlar, yoksulsun işsizsin diyorlar...
Evsiz olmak büyük ayıp buralarda, bu zalim insanlar arasında...
Çaresiz kalmaların hoşlarına gidiyor, düşersen düşmeler hoşuna gidenler çoğu...
Elinden tutar gibi yapıp bırakıyorlar, sonra nasıl düştüğünü seyredip gülüyorlar, kimisi kahkaha atıyor, kimisi ne halin varsa gör der gibi bakıyor, insanın gözlerine...
Kala kalıyorsun denizin ortasında, kıyıya oturup gülüyorlar çok mutlu oluyorlar gülerken...
Bütün mevsimler kış sanki... Üşüşen soran yok... Islan san, ıslanma diyen... Ne Aşktan anlıyorlar ne şiir den, ne gurbetten... 
Uzaktan anlar gibi yapıyorlar...
Gözlerindeki harika bakışlar zalimlik dolu…
Nereye baksan terk edilmiş bir yalnızlık, terk edilmiş kadınlar, terk edilmiş adamlar, terk edilmiş köpekler...

İnsanı çocukları kuşları terk ediyorlar, evlerini terk ediyorlar, daha ihtişamlı evlerde oturmak için... Oysa o ihtişamlı evler cehennem gibi insan için...
En çok kendilerini, kendi kalplerini kendi iyi yanlarını terk ediyorlar, bilmiyorlar insan başkasına söylediği yalanla, en çok kendine yalan söyler...
Kendilerinden vazgeçiyorlar, kendi ellerini bırakıyorlar, başkalarının elini bıraktıklarını sanarak...
Sarılır gibi yapıp itiyorlar, öper gibi yapıp haydi oradan diyorlar...
Melek gibi görünüp şeytan gibi davranıyorlar...
Sokakta kaldım diyorum, içeri gelebilir sin diyorlar, tam kapı da kapıyı yüzüne çarpıyorlar...
Bir marifet sanıyorlar gökdelen denilen put yuvalarında oturmayı...
Yukarıdan bakınca yukarıda olduklarını sanıyorlar...
Sonra kalkıp Allah diyorlar, kitap diyorlar, hatta ahlak diyenler bile var, evlerine yoksullar giremezken...
Aşk yokken kalplerinde Aşktan söz ediyorlar... Hasretten kavuşmaktan vuslattan özlemden...
Çok fazla yalan söylüyorlar, çok fazla ikiyüzlü davranıyorlar...
Elimden tut gökyüzü...
Nasıl istersen öyle diyeceğim/de hayır güzel bir kadın gibi, şımarık bir sevgili gibi tut...
Sarılır gibi, uzaktan gelen bir sevgili gibi "ne bileyim işte" harika buluşma yaşat...
Tutar gibi yapma, tut...
Aşk gibi şiir gibi...