Değiştiriliyoruz, hem de göz göre göre. Bir ülkemiz var ki, üstüne konan keneler, milli duygularımızın kanını emiyor. Bizlerse seyri alem yapıyoruz. Vatanımızı bölmek için, İmralı’dan emir alan PKK yandaşları, Talabani’nin açıklamasına karşı çıktılar. Talabani ne demişti? “İki dil için daha erken.” Kim bu Talabani? Yıllarca Barzani’yle birlikte bu PKK denen teröristleri korumadı mı? Irak halkının, bedbahtlığına sebep olmadılar mı? Sabır gerekiyor, tarih tekerrürden ibarettir, gün gelecek Irak’ı kana bulayanlar ektiklerini biçecektir. Neden Türkiye'nin  özellikle doğu da yaşayan Türk halkına karışıyor? Bu hakkı nereden alıyor? Tabi ki ABD’den. Ülkemiz, PKK’lılar haricinde tarikatlar ülkesi haline gelmeye başladı. Yılları eskitip, geriye gönderirken, Andımızı, İstiklal Marşımızı, hatta ve hatta, “Vatan sevgimize” de el attılar.  Bu güzel ülkenin aydınları, düzeyli köşe yazılarıyla halkımıza ‘ uyanın, Türkiye’nin milli değerlerine sahip çıkın’ diyorlar. Yine bu ülkenin bazı köşe yazarları ise, düzeysiz küfürlerle, Tv. Kanallarından haykırıyorlar.  Daha düne kadar gencecik askerlerimizi, polislerimizi, bebeklerimizi, okul yolundaki Serap kızımızı, eğitim neferi öğretmenlerimizi katleden, hainler hala askerimizi ya da polisimizi şehit ediyorlar. Öte tarafta, üniversite öğrencileri susturuldu. Sivil toplum kuruluşları susturuldu. Şöyle bir düşünürsek, Türk halkı asıl darbeyi, TC’ler kaldırıldığında yedi (Bankalardan, bazı resmi kuruluşlardan Türkiye Cumhuriyeti yazısı kaldırıldı) Her Türk vatandaşı elini vicdanına koymalı, neyin bu ülkeye zarar verdiğini düşünmek zorunda değil mi? Ne yazık ki şimdide mutfaklar darbe yedi, halkın ekmeği, sebzesi, eti, süt ve süt ürünleri ateş pahası. Yeni bir yıl daha geliyor, 365 günün başını daha yedik. Ülkemiz yeni yılda, daha da zor günlerle mücadele edeceğinin belirtileri yılın son günlerinde ortaya çıktı. Nasılda unutturmaya uğraşıyorlar,”şehitlerimizi” O analar, babalar unutulur mu? Bizler nasıl unutamadıysak, “Kurtuluş  Savaşı’nda, Çanakkale Savaşı’nda yitirdiğimiz dedelerimizi, babalarımızı, analarımızı, bu şehidin ana, baba, ve eşleri unutur mu? Devlet büyükleri bilirler ki, sevgili Atatürk ve o dedelerimiz, babalarımız, analarımız olmasaydı, ne Cumhurbaşkanı koltuğuna ne de, Başbakan koltuğuna sahip olabilirdik. 4’üncü 5’inci sınıf insan muamelesi bile göremezdik. Ordumuz bu derece düzenli ve düzeyli olmasaydı, güzel ülkemizin sınırları ve Türk halkının hiç bir hakkı olamazdı. Devletimizi şu veya bu nedenle küçük düşürmeye çalışanlar şunu iyi bilmeliler ki, bu vatan kolay kazanılmadı, topraklarımızdan bir santimetre bile vermeyecek yürek, bütün Türk halkında mevcuttur. Milletvekilleri bu ayrımcılığı yaparken,  son noktayı Türk halkı koyacaktır. Canımızı veririz ama Vatanımızı asla.  Ülkemiz bir bütündür, onun bütünlüğü ile oynamaya çalışan, ister PKK, ister AB, ister ABD,  başaramayacaklardır. Milyonlarca can verecek Türk var, kimsenin kuşkusu olamasın. Türk olmak kolay değildir, gerçek Türk, vatanının çamuruna bile sahip çıkar, bölmeye çalışmaz.