Türk Kadınları, savaş da ve barışta daima ülkesinin çıkarlarını düşünmüş, hatta bir çok kadınımız “şehitlik” mertebesin erişmişlerdir.

Örneğin, bir Halide Edip Adıvar, çok önemli bir yazar. Boynundaki “idam fermanı” ile Anadolu’da 2 sene dolaşmış, kahraman bir Türk kadınıdır. Acısı ve tatlısı ile hayatını yaşamaya çalışmış, bu konuda da mücadelesini vermiştir.
Kitaplarında kadının cinselliğine hiç korkmadan yer verip, çarşafının peçesini yine korkusuzca açıp, ilerici benliği ile aydın bir Türk kadını olduğunu ispat etmiştir.

Bugün Türkiye’de ne yazık ki, magazin kadınlarını çok izler olduk. Halbuki Türk kadınlarından oldukça önemli görevler yapan bayanlarımız var. Hangi birini sayalım. Asker bayanlarımız (kimisi jet pilotu kimisi helikopter), polis bayanlarımız, doktorlar, hemşireler, mühendislerimiz, tiyatrocularımız…

Bu bayanlarımızın hepside başarılı şekilde görevlerini sürdürüyorlar. Televizyonlarda açık oturum tartışmaları yapılıyor. Bu tartışma da ne yazık ki, laf kalabalıkları çok ve fikrini söylemeye çalışan insanların hemen önü kesiliyor. Kadınlar neden bu kadar çok katlediliyor tartışması neden yapılmıyor acaba?

Medya, kadınlarımıza biraz daha eğilmeli ve kimin sevgilisi genç, kim nerede nasıl eğlenmiş, kim kimi aldatmış, bıktık yahu. Bize ne kimin sevgilisi, kimin veliaht bırakması, Türkiye’de milyonlarca insan yaşamla ekonomik zorluklarla mücadele ediyor. Yakında seçimler var, dilerim çok sayıda bayanımızı bu seçimlerde yer alıp, kadın elinin belediyelere mutlak değmesini görürüz.

Türk kadını Türkiye ve Dünya’da daha iyi yerlerde olmaya layıktır. Bugün aramıza fitne sokmaya, bizleri birbirimize düşürmeye çalışanlar var, tarihler boyu da olmuştur.

Bu bölücülerin unutmaması gereken de, iyilerin daima kazanacağıdır. Kurtuluş Savaşı’nda, kağnı ile cephane taşıyan, sırtındaki kundaklı bebeği ile yorulmadan, yılmadan cepheden cepheye koşuşturan kadınlarımızı düşündükçe ne kadar rahat yaşadığımız için Allah’a şükretmemiz gerekmez mi?

Afganistan, Irak, Afrika’daki kadınların çektiklerini de düşünecek olursak, birlik ve beraberliğimizi pekiştirmek için daha da fazla gayret göstermeli, cehalet zihniyeti ile mücadele ederek, kız çocuklarının mutlak ama mutlak okumasını sağlamak için elimizden geleni yapmalıyız.

Gençlerimizi eğitime, bilime itmemiz gerekirken, küçücük çocukların ailelerin yanından alınarak yurtlara yerleştirilip, üstüne de, 2 bin 500 lira gibi bir ücret ödenmektedir. Ailesinin yanında kalan çocuk, sokaktan kurtulmak adı altında ve arkadaşları da yurtta kaldığı için yurtlar cazip hale getirilmeye çalışılıyor. Bu işin sonunu Allah hayra getirsin. Bu gidişle ilimle, bilimi çöpe atmak için yeni kılıflar uyduruluyor.

Sevgili Atamızın biz Türk kadınları için yaptıklarını hatırlarsak, bu günlere ne gibi zorlukları aşıp geldiğimizi hiç unutmamamız gerekir. Kadınları karalarla kaplamayalım, kaplayan zihniyeti, zaten Atatürk bizzat kınayıp, kıyafet devrimini yapmış, biz kadınlara medeniyetin yolunu açmıştır. Her nedense AKP ve yandaş medya, her seçim zamanı bunu kullanıp oy peşine düşmüştür. Seçimlerde kadınlar maalesef kullanılıyor, kadınların baş örtüleri ve bağlama şekli seçim yatırımı yapılıyor. Peygamberimiz; “Cennet anaların ayağının altındadır”  derken boşuna söylememiş. Her kadın, saygıya, sevgiye iyiye, güzele layıktır sevgili okurlarım. Kadına şiddete hep birlikte hayır demeliyiz. Kadınlar anamız, kadınlar bacımız, kadınlar  gelecek neslimizin güvencesidir.

Kadınların, yollarını kapatmayalım. Her alanda başarılı olmaları için elimizden ne gelirse yapmalıyız.

Erkeklerimizde bu konuda ellerinden geleni yapmalı, kadını sadece doğuran, mutfakta yemek yapan, bir makine olmadığını vurgulamalı, birbirlerini bu konuda aydınlatmalıdır. Biz bu güzel Türkiye’mizde, kadınımızla erkeğimizle bir bütünüz.

Tıpkı bir elmanın yarısı gibi, ayrılmaz bir bütünüz. Sadece içimize kurt düşürdüler…