Diyorum ki, artık yeni şeyler söylesen şehir ahalisine, varsa yüreğinde yeni sözler etsen, kitap gibi sözler, ya da aşk gibi..Unutsak evet hayır kavgalarını "çünkü kavgalardan çok yoruldu" ülke insanı...

Mesela en azından şiirden ve yağmurdan söz etsen çocuklara, umut desen, umutlu olun arkadaşlar desen, ya da bir öykü anlatsan, bir millet hastanesinde geçen...Ne bileyim evine gidip karına, sevgiline bir şiir okusan, şiirden anlıyorsan, bu gün hava güzel desen çocuklara...Bu gün hava çok güzel çocuklar, bu gün kavga etmiyorlar siyasilerimiz, bu gün daha aydınlık şehrin arka yüzü, desen...Deseler,öyle sansak en azından, bu akşam her sofrada ekmek var dese gaipten bir ses...

Kuşlardan söz etsen, kesilen ağaçları konuşsan komşun olan bir kişi ile, unutma san evden çıkarken eşine "bu gün çok güzelsin" demeyi...Ne çok ihtiyacı var kadınlarımızın içinde sevda, içinde merhamet olan sözlere...

Kızarlar mı dersin, ayıplarlar mı, yoksa..Bak ölüm usul usul yaklaşıyor bir yerlerden, ama demiyor ne zaman geleceğini...Oysa çok geç olacak her şey ölüm geldiği zaman...Kim bilir yüreğimizin dayanamayacağı kadar büyük acılar ile gelecek ölüm, bunu biliyor değiliz ki...Olmazsa dağlardan konuşsanız, hani şu efendilerin yok etmeye çalıştığı dağlardan...

Neden görmüyorsunuz, neden bilmek istemiyorsunuz ki, ne çok fazla istila ettiler kentin efendileri dağları, siyasetin efendileri servetin efendileri, ve gücün efendileri "nasılda" istila ettiler, dağlarını kentlerin...Etmediler mi, yoksa öylesine mi, diyorum ben bu sözleri?

Farkında mısın? Ne çok kavga ediyorlar, ne çok bağırıp çağırıyorlar, ne çok suçluyorlar bir birlerini siyaset adamlarımız, partilerin öncüleri...Mesela be "kimi zamanlar" hele çok fazla bağırdıkları günlerde, çok fazla gürültü ettikleri günlerde "Allah'ım, diyorum" Allah'ım bu kişiler mi, bizi idare ediyorlar...Hani evlilik uzmanları "annelere babalara" sakın çocukların yanında kavga etmeyin derler ya...Acep neden bu arkadaşlara denmez halkın yanında, onların gözü önünde, kadınların ve çocukların gözü önünde kavga etmeyin diye...

İnsan yanlarımızı, merhamet duygularımızı çok fazla kirletmiyorlar mı, demeyelim mi, bunun böyle olduğunu o arkadaşlara? Olan bitenlere çok üzüldüğümüzü demeyelim mi? Ülke ahalisi olarak bu arkadaşları çok şımartmış olmadık mı? Onları biz ikaz etmezsek kim edecek, kim söyleyecek hayatımızı ve geleceğimizi kirlettiklerini? Kirletme diler mi, böyle, böyle nereye gidecek bu ülke...Bu kavgalar bitmezse, nasıl umut taşıyacağız yarınlar için, çocukların geleceği için, ve şehirlerin geleceği için...

Ahmetler, Mehmetler, Ayşeler Emineler...Daha başka şeyleri boş verin...Gelin kendinize bir iyilik yapın evinize dönün...kendiniz, kendinize çay demleyin...kitap okuyun biraz, düşünün, ben ne yapmak istiyorum diye, sorun yine kendinize...

Dedim, bir daha diyelim, eşinize sevgiden söz edin, aşktan söz edin, sevdiğinizi söyleyin...Hepimizin ihtiyacı var bu dile, ama en çok kadınlarımızın ihtiyacı var...Bir şiir okuyun...Kurşun kalem kullanın, notlar yazın öylesine...

Ve sonra turnalardan söz edin çocuklara...Kuşlara yem atmasını söyleyin...Göreceksiniz "bu günden daha aydınlık olacak" yüreğiniz...Ve daha insan kalacak, bir yanınız...Zira buna çok ihtiyacı var kalbimizin...