Vatan için ölmek de var.
Fakat borcun yaşamaktır.
Tevfik Fikret

Kabil'in kardeşi Habil'i kıskançlık yüzünden öldürmesi Ademoğlunun işlediği ilk cinayettir. Bu yüzden Kabil lanetlenir, durmadan yeryüzünü dolaşmaya mahkum edilir.
Oğlunun ölüsünü gören Havva'nın attığı çığlık binlerce yıldır Türk, Ermeni, Kürt, Arap etnik köken ne olursa olsun fark etmez evladını kaybeden her ananın feryadında dile gelip yankılanır. Bu feryadı duyan dağlar, taşlar, cümle kâinat acıya keser, dile gelip ağıtlar yakıp gözyaşı dökerler.
Pazar günü akşamı televizyonda Fatih Ertürk'ün konukları arasında Amiral Türker Ertürk soruyor “Siz oğlu şehit olan bir anne babaya acı haberi vermeye gittiniz mi? Ben gittim.” diyor Sayın Ertürk Paşa:
Kapıyı çalarsın kapı açılır, anne baba bir sana bakar, bir de yanında duran başları öne eğik hüzünlü askerlere, sonra ambulansa bakar sen ‘Başınız sağ olsun’ deyince ana daha oğlunu toprağa vermeden kendi düşer toprağa, kopardığı feryatlar, yaktığı ağıtlar dalga dalga köye yayılır, oradan civar köylerde, dağlarda, taşlarda, ovalarda yankılanır. Cümle kainat ananın yaktığı ağıta kulak verip eşlik eder. ‘Oğlumu son bir kez göreyim’ diyerek tabuta sarılır. Tabutu açma şansın yok, paramparça olmuş bir beden. İmam araya girip bir takım dini telkinlerle anne baba ikna edilip tabut açılmadan mezara konur.
Babanın öz oğlunu kendi elleriyle mezara koyarken çektiği acıyı, çektiği ıstırabı anlatmaya sözcükler yetmez. Ademoğlu yaratıldıktan sonra evlat acısının verdiği acıyı hiç acıda tatmamıştır, kainat var oldukça da tatma şansı yok. Erkekler ağlamaz. Vatan sağolsun, Şehit babası oldun. Oysa gözlerinden akan sicim gibi yaşlar her şeyi anlatır. Acı inkara gelmez.
Savaşa hep ihtiyarlar karar verir, savaşa giden gençler olur. Karar vericiler evlerinde televizyon başlarında kahvelerini yudumlarken, nedense cephelerde hep gençler ölür. 
Savaş zamanı babalar evlatlarını, barış zamanı evlatlar babalarını mezara koyarlar.
66 yaşında iki defa beyin kanaması geçirmiş, bir defada bay pas olmuş 3 kalp damarına müdahale edilmiş yüzde 73 engelli bir ihtiyarım. İstiyorum ki benim oğlum beni mezara koysun, ben oğlumu değil.
Ölen çocuklarımıza rahmet, gözü yaşlı anne babalara da sabırlar diliyorum.