Önce ilk başlanması gereken yerden başlayalım… Yeryüzünün neresinde olursa olsun, savaş çıkaranların, savaştan söz edenlerin, savaşlar da insanların ölmesine kadınların çocukların ölmesine evsiz yurtsuz kalmalarına, kamplarda yaşamalarına sebep olanların hepsinin Allah cezasını versin…

Allah cezalarını versin, küçücük çocukların denizlerde boğulmalarına sebep olanların… Çocukların aç kalmalarına, açlıktan ölmelerine sebep olanların, belasını cezasını versin Allah…

Allah’ım sen bilirsin... Ne olursun Ey Rahman, bunlarını ellerini kurut… Amerika’nın elini kurut, gözünü kör et…

İsrail’in elini kolunu kırat, biz bir şey yapamadık, sen Ebabillerini gönder, ne olursun Ey Rahman…

Sen bilirsin Ey Rahman…

Allah cezasını versin zalimlerin, nerde yaşıyorsa ve kimlikleri, ırkları renkleri ne ise… Saltanatları başlarına yıkılsın ve ürettikleri silahlar kendilerini vursun bir gün…

Uzun etmeden derim ki Allah senin de cezanı versin Tanju Özcan… Allah elindeki bütün fırsatları bütün imkânları, geri alsın ve seni rezil sefillerden bir sefil etsin…

Kim bu Tanju Özcan mı? 

Son 31 Mart seçimlerinde Cumhuriyet halk partisinden Bolu Belediye Başkanı seçilen kişi… Ve makam koltuğuna otururken, Kur’anı Kerimi öpen alnına koyan,  Kur’an üstüne yemin eden zat…

Ama seçilmeden önce “eğer ben Belediye Başkanı seçilirsem, Bolu da yaşayan yabancılara yani Suriyelilere Belediyece yapılan ayni ve nakdi yardımı keseceğim diyen şahıs… Ve Başkan seçilince ilk icraatı sosyal işler müdürlüğüne bu konuda yazı yazmak, Suriyelilere yapılan ayni ve nakdi yardımı kesmek, verilen yemekler verilmesin demek...

Ve bu zulmü savunmak rezilce nedenlerle… Daha diyor, daha onlara verilen iş yeri açma ruhsatlarını iptal edeceğim, diyor…

Azıcık duralım, soluklanalım azıcık… Tamam, büyükler ne yaparsa yapsınlar diyelim “denmez ya” deniş olalım, ya çocuklar ya bebekler, ya yaşlılar ne olacak? Ne olursa olsun demek zalim bir sözden başka nedir? 

Şimdi biz “işte aslında Cumhuriyet halk partisi budur desek” yanlış söz mü etmiş oluruz, ama bu işte…

Dilimin ucuna neler birikiyor da dememek için direniyorum… İçimde yüzlerce deli soru da, soramıyor insan… Bu anlayış ne zaman insana değer verdi ki, şimdi versin…

Ne yapalım bu günah, bu rezillik bu adamın olduğu kadar, kendi çıkarlarından kendi şan ve şöhretlerinden başka bir düşüncesi olmayan Ak partililerin de, suçu ve günahı… Hokkabaz ve fırıldak yöneticilerin, il başkanlarının ilçe başkanlarının hatta milletvekillerinin…

Halka yukarıdan bakan, halk ile birlikte olmayı beceremeyen hatta istemeyen, insanlardan bir selamı bile esirgen beyaz Türkler…

Bu sözü de söylemeden olmaz... Ülkenin sistemini bahane ederek hiçbir iyiliğin yanında durmaya ve kendilerine Radikal denilen kimi guruplara sözüm “sizde bu suçların ortağısınız”,haydi evlerinize ikişer üçer Suriyeli çocuk yetim alın sofranıza oturtun da,  görelim imanınızın sağlam olduğunu…

Hep birlikte yaktınız bu ülkenin başını hepinize yazıklar olsun…
Tekrar elinde Kur’an üstüne yemin o beyefendiye dönersek “ey Tanju Özcan!” o kitabın içinde denir ki, yoksullara yetimlere sahip çıkmayanlara yazıklar olsun…
Evet, yazıklar olsun…

Sana iş Bankasının kimin kimlerin parasıyla kurulduğunu hatırlatmak istedim, ama gördüm ki, söze yazık olacak
Hoşça kalınız efendim…