Her yerde korona virüsü var diyorlar... Var olduğuna inanıyorum elbette... Ama benim deli hallerim hala koynumda senin resmin ve dudaklarımda isimin, adını andıkça dudaklarım kan revan içinde...
Öleceksek birlikte ölelim der gibi...

Virüs günlerinde bile, bu aşk bu özlem bu ayrılık beni yakıp kavuruyor ve aklım ermiyor böyle günlerde bazı Belediyelerin yol yapacağım, kaldırım döşeyeceğim bahanesi ile olmadık yerleri yakıp yıkmasına, yolları kapatmasını...

İstersen gidelim buralardan, sen Fatma ol ben Ali...

Akdeniz’in deli oğlu işte, en çok aşka sevdaya saygılı... Bu virüslü günlerde bile fotoğrafına bakıp bakıp ağlıyor, ah ediyor, içini çekiyor...

Kuşların yok oluşuna üzülüyor...
Ormanların ortasına inşaat yapan villalar yapan kişilere öfke dolu...

Sen aklına düşünce, Afrikalı çocuklar aklına düşünce ve üç kuruş almak adına fahişelik yapan kadınlar aklına düşünce okunmayacağını bile bile uzun uzun mektuplar yazıyor, şarkılar söylüyor ve şiirler yazıyor...

Ve yeniden ikiye ayırıyor yeryüzünü, iyiler yurdu kötüler yurdu diye... Ama neden iyiler hep susuyorlar sence?

Evet, ikide bir dağlara ormanların ortasına kondurulan villalara, o muhteşem evlere ve onların sahiplerine küfürler savuruyor... 

Siz diyor onlara, siz bu ülkenin başının belasısınız, kuşların başının belasısınız, çocukların başının belasısınız, insanlığın başının belasısınız...

Belki sizin bu azgınlığınız yüzünden Tanrı bizi cezalandırdı...

Olamaz mı ey okuyucu kardeşim, sence olamaz mı? 
Allah’ın sınırlarını zorlayanları, Allah neden cezasız bıraksın, onlara ses çıkarmayanları neden cezasız bıraksın desem, ne dersin?

Doğanın altını üstüne getirenler, ağaçları ormanları talan edenler, denizleri talan edenlerin yaptıkları tahribatın sonucu olmasın başımıza gelen afatlar? 

Bu koca göbekli beyaz adamlar, ülkenin şehirlerin başının belası oldular her zaman... Yüreğimizde derman bırakmayan zalimler pek çoğu... Kendilerini kentin sahibi sanarak ukala ukala konuşanlar, ama iki sözü yan yana koyamayanlar...
 
Ey Sevgili! 

Buralarda sensizlik bir karakış gibi hüküm sürse de, varlığın yeni yağmış karlar kadar bembeyaz, yeni açmış kardelen kadar yeşil...

Ne yazık yine herkes korkuyor olacaklardan, çünkü yarınların ne getireceği bilinmiyor...

Kim bilir, belki hayat diye bir şey yok, biz var sanıyoruz...

Bu günde böyle efendim... Kelimelerin arasından, kendinize yarayan bir söz bulursanız alın sizin olsun...

İyilikler dilerim her birinize...